Milenyum Çocukları
Bu yazımızda kuşaklar arası iletişim ve çatışmalardan, bahsederken, dijitalleşmeye çalışan lojistik sektöründeki güncel gelişmelerden ve milenyum çocuklarının Lojistik sektörüne katkılarından bahsedeceğim.
Dijitalleşme Lojistik Sektörünün tekelinde mi?
Elbette dijitalleşme sadece lojistik sektörünün tekelinde değil lakin dünya dijitalleşirken lojistik sektörü pandemi ile dijitalleşmenin merkezine oturmayı başardı. Uzun sürede orada kalacak gibi gözüküyor.
Yazımın derinliklerine doğru yolculuğa çıkmadan önce iletişimin lojistiğin bir süreci olduğunu düşündünüz mü sorusunu yöneltmek istiyorum.
İletişim neydi?
Gönderici tarafından iletilmek istenilen mesajın her şartta alıcıya doğru aktarılmasına biz iletişim diyoruz, iletişimde önemli olan her iki tarafında ortak noktada buluşması, aksi durumda bir taraf dayatmış oluyor tamda bu bağlamada iletişimsizlik sonucu çatışmalar başlıyor. Sonuç tahmin edileceği üzere mutsuz aile, mutsuz çalışma hayatı ve mutlu olamayan insanların yaşadığı umutsuz ve mutsuz bir ülke, böyle bir ülkede yaşayan halk her zaman kaybeden tarafta olmaktadır gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki farklara baktığınızda yaşam kalitesini bariz bir şekilde görebilirsiniz. Gelişmemiş ülkelere baktığınızda iç savaş başta olmak üzere insanlık dışı bir yaşam hüküm sürmektedir. Gelişmenin ve mutlu yaşamanın ilk basamağı iletişimdir. Ülke ve ülke halkının refahı için iletişimin ne kadar önemli olduğunu insanoğlu nesiller boyu acı tecrübelerle deneyimlemişler, bu deneyimlerden ders çıkaran toplumlara gelişmiş toplumlar diyoruz. Gelişmekte olan ve az gelişmiş toplumların üst yönetimine baktığınızda iletişimsizliğin boyutunu ülke televizyonlarındaki tartışmalardan çok net görebilirsiniz.
Kuşak çatışmaları son bulacak mı?
Nesiller boyu iletişim hep gündemde olmuş ve sen beni anlamıyorsun kavgaları günümüze kadar evrim geçirmeden gelmiş, kuşaklar birbirlerini anlamakta zorluk çekedursunlar kuşaklar arası çatışma iç çatışmalardan daha şiddetli ve ağır olmuş. Her kuşak kendi dönemi öncesi ile çatışırken aynı zamanda kendisinden sonra gelecek kuşağın içerisinde var olma savaşına girmiş. Dayatmalar sürdükçe kuşak çatışmaları asla son bulmayacak gibi görünse de milenyum kuşağı kendilerinden önce ve sonra gelen kuşakların üzerinde otoriter olma yolunda hızla ilerliyorlar. Benim şahsi görüşüm milenyum çocukları geliştirecekleri formüllerle kuşaklar arası çatışmaları en aza indirecekler.
Hadi gelin yakın dönemdeki kuşakların isimlerine bir bakalım.
X -Y -Z- ALFA – BETA bu kuşakların en bariz ortak özellikleri; var olma, kendini ispat etme, kendinden önce gelen kuşağa kendini anlatmaya çalışırken kendisinden sonra gelen kuşağı anlamaya çalışmak olarak özetleyebiliriz.
İletişimin aslında ilk maddesi EMPATİ karşınızdaki kişiyle doğru iletişim kurmak istiyorsanız onun pabucunu giyerek onun gibi yürümeniz gerekiyor gerisi teferruat.
Hiç düşündünüz mü, neden karşınızdaki kişileri oldukları gibi kabul etmiyorsunuz?
Tekrar ediyorum sağlıklı iletişimin ilk kuralı muhatabınızı olduğu gibi kabul etmek, bunu becerebilen kendiniz dahil kaç kişi tanıyorsunuz? Bu sorunun cevabını maalesef kendimize bile itiraf edilemeyecek kadar derinlerimizde saklı.
Hadi gelin Kuşakları anlamak ile yolumuza devam edelim.
Malum zaman çok hızlı geçiyor manşetlerde Milenyum haberlerini okuduğumuz günü daha dün gibi anımsıyorum, yılların ay, ayların dakika misali geçtiği bir dönemdeyiz. O yıllarda doğanlar yani milenyum çocukları bugünün yöneticileri oldular veya olmak için tüm şartları zorluyorlar. Dönüp düne baktığımızda son 20 yılda teknoloji inanılmaz yerlere geldi, değişen teknolojiye en çok kim ayak uydurdu sorusunu kime yöneltirseniz yöneltin ‘’Y’’ kuşağı diğer bir deyimle milenyum çocukları cevabını alırsınız.
Kim bu milenyum çocukları özellikleri ve beklentileri nelerdir?
Yapılan araştırmalarda; yeniliklere açık, farkındalığı yüksek seviyede, Analitik zekaya sahip, araştırmaya ve sorgulamaya meyilli, teknolojiyi yakından takip eden ve onu kullanan, otoriteye karşı, dünyadaki gelişmelere hızlı reaksiyon gösteren teknoloji ile anne karnında tanışarak dünyaya gelen kişilermiş. Teknolojiyle ilgili olan bu neslin avantajlarının yanı sıra dezavantajları da mevcut. Çabuk sıkılma, dikkatsizlik ve konsantrasyon eksikliği yaşayan milenyum çocuklarının ebeveynleri bu durumu endişe ile karşılıyor olsalar da Milenyum çocukları tüm olumsuzluklara rağmen baskın nesil olmak adına ya bir yol buluyorlar ya da bir yol açarak durumdan avantajlı çıkmayı başarıyorlar.
Otoriteye karşı çıkan bir nesil neden bu kadar otoriter davranıyor dersiniz?
Benim dikkatimi çeken en bariz özellik otoriteye karşı olmaları, ülkemizdeki ve dünyadaki milenyum çocukları evet otoriteye karşılar bu tartışılmaz bir gerçekken milenyum kuşağı dediğimiz neslin yönettiği şirketleri incelediğinizde en bariz özellikleri otoriter oluşları ve bu anlamda taviz vermediklerini görmekteyiz. Milenyum çocuklarının baskın karakter yönlerinden bahsetmiştim yani kendi otoritelerini kendileri belirleyerek kendilerinden önceki ve sonraki nesillere karşı duruşlarından ödün vermeyerek Dünyanın yönetimini ele geçirme yönünde istikrarlı çalışmaları sürdürüyorlar. En kalabalık nüfusa sahip oldukları için çok yakın bir gelecekte üst düzey ülke ve şirket yönetimleri milenyum kuşağına geçeceğini düşünenlerdenim.
Peki Milenyum kuşağı çocuklarının hepsi ultra zekiler mi?
Her devirin ultra zeki insanları olduğu gibi asalak yapıya haiz bireyleri olduğunu hepimiz biliyoruz, çağlar birbiri ardına geçerken tarihe damga vuran insanlar bir sonraki kuşaklar tarafından yaptıkları ile anımsanacaklar tıpkı bundan önce olduğu gibi.
Milenyum öncesi teknolojiden bu günlere nasıl gelindi?
Milenyum öncesi özellikle uzay içerikli filmlerde ışınlanma sahnelerinde insanlar bir noktadan diğer noktaya sevk ediliyorlardı o günlerde lojistik terimi sadece askeriyenin tekelinde olduğundan mıdır bilinmez kimse ışınlama teknolojisi ile lojistiği birleştirmeyi akıl edememişken milenyum çocukları lojistik sektörünü dijitalleştirmeyi başardılar, lojistik sektörünün bu kadar dijitalleşebileceğini birileri hayal etmiş olmalı ki meta dünyasında LojiVerse lojistik sektörünün gündemini sürekli meşgul ediyor.
Meta dünyası neydi?
Ocak sayısında Metaverse dünyasının geleceğinden ve teknolojisinden üstü kapalı bahsetmiştim. Pandemi rüzgarını arkalarına alan milenyum çocukları son 2 yılda birçok sektörün odak noktası Metaverse dünyasını, NFT teknolojileri, insansız hava aracı ‘’Drone’’ ve yapay zekayı birleştirdiler. Dün lojistik sektöründe her kapıyı açan güven ve hız kavramı bugün ‘’Teknoloji = Hız’’ oldu, ya hızlı olup teknolojiye ayak uyduracaksın ya da yıllarca emek verdiğin şirketin yok olup gidecek korkusunu yayan milenyum çocukları lojistik sektöründeki yönetimi ele geçirmiş konumdalar. Lojistik sektörü tam manası ile istenilen ve beklenilen düzeyde dijitalleşti mi diye soracak olursanız henüz önümüzde en az bir 10 senemiz daha var diyebilirim.
Önümüzdeki 10 sene neden önemli?
Herkesin ağzında bir değişim, bir dijitalleşme olmasına rağmen değişimin sadece sözde kalması veya sınırlı kullanılmasındaki en önemli unsur henüz dijital çağa yön verecek teknolojiye sahip değiliz. Bugüne kadar yapılan tüm denemeler şimdilik beta kapsamında, aslında milenyum çocukları Beta kuşağının yöneteceği teknolojiyi manuel’den dijitale devşirerek kısıtlı teknolojiyi varmış gibi lanse ederek bulundukları çağa hükmetmeye çalışıyorlar. Tek taraflı dijitalleşmenin olmayacağını hepimiz biliyoruz dijitalleşme yolculuğuna ilk çıkan sektör bankacılık ve finans sektörüydü sektör var olan dijitalleşmeyi dijital para ile taçlandırarak merkeziyetsiz para piyasasını kendi içerisinde var edince dijitalleşmenin önündeki en büyük engel ortadan kalkmış oldu. Dijitalleşme çılgınlığı savunma sanayi, üretim teknolojisi ile hızla yerini alırken Lojistik sektörü meta dünyası ile içinde bulunduğumuz gerçek dünyayı birleştirmeyi başararak adından en çok söz ettiren sektör olmayı başardı. Meta dünyasında iş yapıp, eğlence dünyasında eşsiz zaman geçirdikten sonra gerçek dünyaya geçiş yapacağınız zaman diliminde vereceğiniz sipariş saniyeler içerisinde kapınızda olacak. Elbette Blockchain teknolojisinin lojistik ve dijital dünyaya katkılarını unutmamak lazım.
Hafızamızdaki bilgileri tazelemeye ne dersiniz?
Dünya henüz 5G teknolojisini yakalayamamışken milenyum çocukları olmayan 6G teknolojisinin ekmeğini şimdiden yemeye başladı. Son yıllarda isminden sıkça söz ettiren ‘’AR-Artırılmış gerçeklik ''VR-Sanal gerçeklik ''AI'' Yapay zekâ hayatımıza çoktan girmiş gibi gözüküyor, oysa bu teknolojiyi tam manası ile kullanabilmemiz için 6G olmazsa olmazımız. Aslına bakacak olursanız IOT nesnelerin interneti ile akıllı şehirler kurgulanmaya başlandı diyebiliriz ilerleyen günlerde yapay zeka ile akıllı şehirler tıpkı yıllar önce SimCity olduğu gibi hayatımızdaki yerini alacak. Bilindiği üzere NFT balonu ile küçücük kareler meta evreninde milyon dolarlara alıcı buluyor. Bu çılgınlık henüz beta aşamasında olsa da ülkemizde kiminle konuşsanız arsa alma peşinde.
6G nedir?
Bu soruya verilecek en güzel cevap aslında şimdilik sayı ve harften oluşan milenyum kuşağı çocuklarının olmayanı çok güzel pazarladıkları hayal ötesi bir teknolojiye verdikleri isimdir diyorum. Bilindiği üzere Çin ve Uzakdoğu ülkeleri bu alanda inanılmaz reklam yapıyor olsalar da bu teknoloji 2030 yılından önce maalesef hayata geçemeyecek. Bugünkü veri aktarımından 100 kat hızlı olması beklenen teknoloji için tüm sistemin hatta insanların bile değişmesi gerekiyor. Yazı içerisindeki geçişlerin kafanızı karıştırmaması için milenyum çocukları tüm dünyada ‘’MIŞ’’ gibi yapıyorlar demekte yarar görüyorum.
Önümüzdeki yıllarda gelişen teknoloji ile büyük bir değişim bizleri bekliyor bakalım lojistik sektöründe dijitalleşme ile neler değişecek?
Hadi diyelim kamyonların yerini otonom araçlar, uçakların yerini dronelar, trenlerin yerini hyperloplar gemilerin yerini otonom gemiler aldı, Avm lerin yerlerini avuç içindeki cep telefonlarına bıraktı, biz lojistikçiler işsiz mi kalacağız sorusuna kendi görüşümü yazının sonuna ekleyeceğim.
Milenyum çocukları teknolojiye yatırım yaparken personel gelişimine inanılmaz önem veriyorlar sanıyorum hedefleri alfa kuşağı üzerinde otorite kurarak dünyayı yönetmek.
Covıd-19 ile dünya kabuk değiştirmeye başladı hızlı olan ve yarınları bugünden görüp yatırımlarını buna göre yönlendirenler kazanmaya devam edecekleri aşikâr.
Lojistik Nedir?
Ben lojistik anne karnında yolculukla başlar, teneşirde mola verir derken hep şunu anlatmak istemiştim lojistik merkeziyeti olmayan bir meslektir lojistiği dijitalleştirenler dünyayı yönetecek kişilerdir. Lojistik nedir sorusunun cevabı tavuk mu yumurtadan, yumurtamı tavuktan sorusunun günümüzdeki cevabı ile aynı boyuttadır. Sorunun tek bir cevabı olmadığı gibi herkesin görüşü bir diğerinden farklıdır.
Yazının sonundaki görüşüm.
Teknoloji ne kadar değişim gösterirse göstersin, lojistik sektörü buna ne kadar ayak uydurursa uydursun üretim ve depolama her zaman gündemde olmak zorunda. Son 2 yıldır küçücük bir virüs insanlığı nasıl esir aldıysa küçücük bir çipte tüm teknolojiyi etkisi altına aldı çip üreticileri araç üretiminden cep telefonu üretimine kadar devasa firmaların kâbusu oldu. Doğru planlama ile bu sorunların üstesinden gelmek mümkün diyen bir görüş varken diğer bir görüş öngörülemeyen şeyi nasıl planlayabilirsin tezini ortaya atıyor. Oysa çip krizi kanser hücresi misali tüm sektörleri etkisi altına almış durumda. 2025 yılı sonuna kadar tam anlamıyla çip krizi sorunu bitecek gibi görünmediği gibi 2022 yılında sorunun artarak devam edeceğini öngörenlerdenim.
Lojistik mesleğini seçen ve kendisini teknoloji ile geliştiren tüm sektör oyuncuları aranan kişi olacaklar ya da kendi şirketlerini kurup yönetecekler. Biz bugünden Lojistik Evreni üzerinde Loji Verse dünyasını planladık. Loji Verse dünyasında sanal fuarlar düzenleyebilecek ürünlerinizi bu fuarda 7/24 sergileyebileceksiniz hatta müşteri ile bire bir canlı sohbet yapıp E ticaret, E ihracat teslimatlarını yapabileceksiniz. Hatta Loji Verse dünyasında düzenlenecek kongrelerde siz sunum sırasında ofisinizde sıcak kahvenizi içerken sizi dinleyen misafirlerinize tek tuşla canlı kahve ikramı yapabileceksiniz. Loji Verse dünyasında 6G ile kilometrelerce öteden forklift operatörü simülasyonunu kullanarak otonom araçlara yükleme yapabilecek. Biz yarınları bugünden tasarlamaya devam ediyoruz. Yarınları bugünden tasarlamamızın asıl sebebi kazanan toplumlar için paradan daha önemli önceliklerin var oluşu.
Teknolojiden ve dijitalleşme olmadan kazanan tarafta olabilir miyiz?
Kazanmak için iletişimimizi toplum olarak güçlendirmeliyiz. İletişim olursa personel mutlu olur kendisini değerli hisseder işini daha çok benimser, personel mutlu olursa işletmede işler sorunsuz yürür ve fabrika işlemeye devam eder, Kaliteli ürünlerin üretildiği fabrikanın ürünlerini alan müşteriler memnun olur, memnun müşteri her zaman para kazandırır ve ürünlerin değeri ne olursa olsun sizi tercih eder.
Huzur dolu Türkiye için ne yapmalıyız?
Bilindiği üzere ülkemizin huzurlu olabilmesi için refah seviyesinin artması gerekmekte, refah seviyesinin yükselmesi için üretmesi, üretmesi için çalışması, çalışması içinde, o iş gücünü oluşturacak genç nüfusa ihtiyacı var, farkında mısınız bilmiyorum ama ülke nüfusu hızla yaşlanıyor gelişmiş ülkeler bu sorunu çok öncelerden çözmüşler, üreten ülkelere baktığımızda her şartta kazandıklarını gözlemleyebilirsiniz.
Başarı için ekip, Ekip olabilmek içinde önce biz olmayı öğrenmeliyiz, biz olursak insana yatırım yaparız, yatırım insana olunca ülkemizi dijitalleştirecek milenyum kuşağı insanları beyin göçünü tersine çevirir ve son 20 yılda kaybettiklerimizi birkaç yılda yerine koyabiliriz.,
Ülkemizi daha yaşanılabilir yapacak tek şey iletişim ve milenyum çocuklarının lojistik ile teknolojiyi birleştirmesinden geçmektedir.
Sevgiyle Kalın.