İnsanlığın gereksinimleri, yaşam kalitesi ve refahı için vazgeçilmez bir unsur olan dünya ticaretinin vazgeçilmezi ise, çok uzun kıtalararası mesafelerde, büyük hacimlerde en ucuz yük taşımacılığı için tek seçenek olan deniz yolu taşımacılığıdır. Deniz yolu taşımacılığı, kıtalararası mesafelerde, büyük hacimlerde en ucuz yük taşımacılığı için tek seçenek olması nedeniyle dünya ticaretinin vazgeçilmezi olup, tüm taşımacılık modları arasında payı yaklaşık % 85 ’i bulmaktadır.
Deniz yolu taşımacılığı hizmetin sürekliliğine göre tramp ve liner taşımacılık olarak iki gruba ayrılmaktadır. Düzenli hat taşımacılığı da denilen liner taşımacılıkta gemiler önceden planlanmış bir program dahilinde belirli tarihlerde belirlenen limanlara uğrak yaparak aynı hat üzerinde taşıma yapmaktadırlar, günümüzde konteyner taşımacılığı ile özdeşleşmiş bulunmaktadır. Bazı hatlar konteyner taşımacılığı başlamadan önceki gibi , açık yük olarak servis vermeye devam etmektedir. Ayrıca aynı limanlar arasında çalışan Ro-Ro, Ro-Pax gemileri de liner taşımacılık sınıfına girmektedir.
Tramp taşımacılıkta ise büyük tonajlarda kuru yük, dökme yük, petrol ve ürünleri, doğal gaz ve diğerleri olarak sınıflandırabileceğimiz yükler taşınmaktadır. Liner taşımacılığında ‘’hizmet’’ esas iken, tramp taşımalarında ‘’yük’’ esas alınmaktadır. Tramp taşımalarında seferler önceden planlanmış, belirli bir programa bağlı değildir ve gemiler serbest piyasada nerede kârlı yük bulurlarsa oraya giderek, dünyanın her bir köşesine yük taşımaktadırlar.
Gemi kiralama brokerlığı tramp taşımacılıkta karşımıza çıkan bir meslek iken, freight forwarderlar ise ağırlıklı olarak liner taşımacılıkta rol almaktadır.
Gemi Kiralama (Chartering ) Tramp taşımacılıkta karşımıza çıkmakta olup gemi kiralama sözleşmeleri (Charter Party ) ile gerçekleştirilmektedir. Kira sözleşmesinin tarafları olan armatör ve kiracı şirketlerinde, tarafların menfaatlerini koruyacak şekilde kira sözleşmeleri maddeleri üzerinde müzakere yapan ve gemilerin kiralanmasını sağlayanlar gemi kiralama brokerlarıdır.
En iyi istihbarat sağlayıcı kabul edilen Clarkson Research –Londra’nın verilerine göre, deniz yolu taşımacılığı ile taşınan yüklerin yaklaşık % 17 si konteyner ile taşınmakta olup ,% 83 ‘ü ise tramp taşımacılıkla gemi kiralama sözleşmeleri (Charter Party ) ile gerçekleşmektedir. Kaldı ki liner taşımacılık yapan firmalarda, talebin yoğun olduğu durumlarda zaman esasıyla yapmış oldukları gemi kiralamarı ile kiraladıkları gemileri hatta tahsis edebildikleri gibi , transit limanlara yük getirmek veya yük dağıtımı amacıyla kullanılan feeder gemileri kiralamakta ve bu kiralamalar yine brokerlar tarafından gerçekleştirilmektedir.
Deniz ticaret hukukuna göre kira sözleşmelerinin tarafları; sektörde günlük dilde armatör ve kiracı diye bahsi geçen taşıtan ve taşıyan firmalardır. Yük alım satımını gerçekleştiren ithalatçı, ihracatçı veya yük alım satımına aracılık eden trader şirketler, kira sözleşmelerinde taşıtan /kiracı durumunda iken, donatan, gemi işletme müteahhidi, zaman esasıyla kiralayan firmalar ve/veya gemi işletme yetkisi alan ticari gemi işletmecisi de taşıyan /taşıyan yetkilisi olarak kira sözleşmesine taraf olurlar.
Türk Ticaret Kanunu md 1061’de ‘’Donatan gemisini menfaat sağlamak amacıyla suda kullanan gemi malikine denir’’ şeklinde tanımlanan donatan kelimesi günlük kullanımda yer bulmamış olup, Fransızcadan gelen armatör kelimesi dilimize yerleşmiştir. Donatan (Shipowner) sahip olduğu gemileri tamamen kendisi işletebileceği gibi, bir anlaşma ile ticari ve/veya teknik işletmeciliği konusunda başka bir şirketi yetkili kılabilir ki bu şirketler ‘Gemi İşletmecisi (Ship Manager)’ olarak isimlendirilir.
Gemi işletmeciliği ticari ve teknik işletmecilik olarak ikiye ayrılır. Gemi ticari işletmeciliği; her işletmenin var oluş nedeni olan kar elde etme amacına paralel olarak, gemilerin navlun/kira geliri edinmesine yönelik olarak navlun piyasalarının takibi, navlun/kira hesapları, gemilerin piyasanın en yüksek navlun/kira geliri ile bağlanması/kiralanması, kira sözleşmelerinin maddelerinin armatörün lehine yapılması, ticari operasyon, demuraj-dispeç hesapları gibi konuları kapsarken, gemi teknik işletmeciliği ise IMO nun belirlediği uluslararası kurallara uygun olarak geminin yüke, denize ve sefere elverişli olmalarını sağlama amacıyla bakım, onarım, yakıt, malzeme, kumanya, klas kuruluşlar ile ilgili işlemler, sertifikalar, gemi personeli vs. teminini ve organizasyonlarını kapsar. Ticari işletme, gemi kiralama brokerları, teknik işletme ise güverte ve makine enspektörleri ( ve yardımcıları) tarafından gerçekleştirilir.
Sefer esasıyla gemi kiralamada gemi sahibinin taşıma hizmetini gerçekleştirmesi karşılığı aldığı ücrete ‘navlun’ denirken, zaman esasıyla ve bareboat gemi kiralamada ‘kira’ denilmektedir. Sefer esasıyla gemi kiralamada ticari ve teknik idare armatörde kalırken, zaman esasıyla gemi kiralamada teknik idare armatörde , ticari idare kiracıda kalır. Bareboat gemi kiralama da ise armatör gemisinin hem ticari ve teknik yönetimini kiracıya devreder.
Gemi kiralama brokerları donatan, gemi işletme müteahhidi , ticari gemi işletmecisi şirketlerinde çalışabildiği gibi, kira sözleşmesinde kiracı pozisyonundaki olabilen ithalatçı, ihracatçı ve trader şirketlerinde de çalışabilmektedir. Bir kira sözleşmesinde armatörün yanı sıra eğer varsa gemi işletme müteahhidi , ticari gemi işletmecisi ayrı ayrı belirtilir. Genel olarak armatör diye bahsedilen tüm bu firmalarda ve yük tarafı olan kiracı firmalarda çalışan brokerlara ‘In House Broker ‘ denilmektedir.
Ayrıca, gemi tarafı ile yük tarafını serbest piyasa ve rekabet şartlarında bir araya getirerek, gemiye yük, yüke gemi bulan, kira sözleşmelerinin akdi hususunda aracılık yapan gerek kiralama gerekse operasyon aşamasında taraflar arasında çıkan problemlerin çözülmesinde aracılık ederek sorunsuz bir taşımaya katkı sağlayan ve seferi sonuna kadar takip eden ve navlun/kira geliri üzerinden komisyon alan aracı broker şirketleri vardır. Aracı broker şirketleri yetkilerine ve verdikleri hizmete göre üç grupta incelenebilir; tek yetkili (Exclusive) brokerlik; yük ve/veya gemi sahibinin tek bir broker firmasını yetkili kılarak yalnızca onunla çalışmasıdır. Yarı yetkili (Semi-exclusive) brokerlik; yük ve/veya gemi sahibinin birkaç broker firmasını yetkili kılarak yalnızca onlarla çalışmasıdır, rekabete dayalı (Competitive) brokerlik; genel anlamda yetkili kılınma durumu yoktur. Competitive brokerlar, gemi pozisyonları ve yük/kira tekliflerini takip ederek uygun olanları bir araya getirmek suretiyle bağlantı yapmaya çalışırlar. Brokerlar portföyünde bulunan armatör ve kiracı firmaları tonaj, bölge, gemi özellikleri, yük özellikleri vs. gibi değişik gruplara ayırır ve gelen yük veya gemi talebine uygun olan gruplara çoklu elektronik posta yoluyla ulaştırır. Ayrıca yakın ilişkide olduğu veya taşımanın tamamıyla uygun olduğunu düşündüğü şirketlerle telefon görüşmeleri yaparak talebi iletir.
Pek çok kişinin bildiğinin aksine gemi kiralama brokeri, yalnızca yukarıdaki paragrafta anlatıldığı gibi gemi ve yükü buluşturan ‘aracı şirket’ değildir. Aynı zamanda gemi tarafından; donatan, gemi işletme müteahhidi, ticari gemi işletmecisi şirketlerinde ve yük tarafından ithalatçı, ihracatçı, trader şirketlerinde gemi- yük bağlantısını gerçekleştiren kişilerdir.
Bir bağlantıda gemi ve yük sahibini bir araya getiren bir veya birden fazla broker da olabilir. Aradaki brokerlar competitive brokerlar dahi olsa, armatör tarafındaki brokera (o bağlantı için) armatör brokerı (Owner’s broker) denir ve armatör brokerı armatörün haklarını gözetir ve onun adına hareket eder. Kiracı tarafındaki brokera ise (o bağlantı için) kiracı brokerı (Charterer’s broker) denir,kiracı brokerı kiracının haklarını gözetir ve onun adına hareket eder.
Aracı brokerlık firmasının komisyonu armatör tarafından ödenir.
Her zaman dış ticaret ve gemi kiralama ile ilgilenen şirketlerin, işlerini en seri ve en iyi şekilde yürütebilmeleri için her birinin broker istihdam edecek denizcilik departmanı kurması ekonomik ve pratik olmayabilir. Bu durumlarda, brokerlik hizmeti veren kuruluşlar deniz ticareti yapan bu şirketlere kaliteli hizmet sağlamaktadırlar ya da brokerlik departmanları olsa dahi, daha geniş portföyü olan, konusuna hâkim, uzlaştırıcı aracı broker şirketleri ile çalışmayı tercih edebilirler.
Brokerlar, kiracı şirketlere mal alım satım aşamasında, alım satımın gerçekleştirilebilmesi için navlun araştırması ve/veya hesabı yaparak indikasyon verme hizmetinde de bulunurlar.
Dünya deniz ticaretinde 19.YY ‘dan beri var olan brokerlik mesleği, zaman içinde son derece gelişim göstermiş, uzmanlık ve birçok özellik gerektiren bir meslek dalı olarak dünyanın her yerinde itibar kazanmıştır. Brokerler bu dönemde bilgi ve beceri yanında çok geniş bir istihbarata sahip olmuşlar ve bugünkü haberleşme teknolojisinden de en iyi şekilde yararlanarak ekonomik yönden, çalıştıkları/aracılık ettikleri firmalara fayda sağlamışlar ve sağlamaya devam etmektedirler.Brokerların dünya deniz ticaretiyle yakın ilişki içinde bulunması, satış ve kiralama dâhil geniş bir istihbarata sahip olması, çeşitli ülkelere ait uygulamalara hâkim olması beklenir, aynı zamanda ilgilerini güncelleyen, geniş bilgi hazinesine sahip, itibarlı, sözüne güvenilir olmak durumundadırlar.
Uluslararası bir iş olması nedeniyle brokerlar yalnızca İngilizce diline vakıf olmakla kalmayıp, mesleki İngilizce ve hatta mesleki İngilizce kelimelerinin de kısaltmalarından oluşan jargonu iyi bilmelidirler. Taraflar Türk şirketleri dahi olsa, yazışma dili olarak İngilizce kullanılmaktadır.
Armatör firmaların var oluş amacı gemilere navlun kazanma işini üstlenmek, şirketin giderleri olan gemi adamlarının maaşının ödenmesinden, yakıt, malzeme, kumanya, bakım onarım, sigorta, işletme ve ticari masrafları, kredi borçları vs. tüm masrafları karşılayıp üzerine bir de kar elde etmek gemi tarafındaki brokerların asli görevidir. Armatörde çalışan bir brokerın ortalama beş gemiyi tek başına çalıştırdığını düşünürsek ,gemilerin tek bir gün bile yük beklemesi nedeniyle armatörün binlerce dolar kaybedecek olması ,gemiyi bekletmeksizin iyi navlunlarla güvenilir kiracılarla çalıştırmak hele ki acımasız rekabet ve ekonomik kriz ortamlarında son derece zor olup ,oldukça stresli bir meslektir. Bilgi ve tecrübenin dışında stratejik ,hızlı ve doğru karar verme yeteneği, strese dayanıklılık, aynı anda birden fazla işi birlikte yapabilme vs gibi birçok kişilik özelliğinin bir arada olması gerekmektedir. Bu nedenle brokerlık çeşitlerinden en zor olan armatörde çalışan brokerliktir.
İngiltere başta olmak üzere deniz ticaretine her yönüyle önem veren birçok ülkede senelerdir eğitimi verilen ve hatta meslek olarak da özellikle tercih edilen brokerlik maalesef ülkemizde yeni yeni fark edilir oldu. Senelerdir iş garantisi olduğu düşünülerek gerek üniversitelerde gerekse devlet kurumlarında tüm gençler gemilerde çalışmaya yönlendirilmekte ve gemi işletmeciliği yalnızca gemi personeli ve teknik boyutuyla anılmakta olup, ‘’ gemileri ticari anlamda kimler, nasıl çalıştırıyor? ‘’ konusu hep göz ardı edilmektedir.
Gemi kiralama mesleğini ancak iş hayatında usta çırak ilişkisiyle ve uluslararası kira sözleşmelerini inceleyerek, Bimco’ nun yayınlarını, yorumlarını takip ederek, araştırarak ve en önemlisi yaşayarak öğrenen biz brokerların bir kısmı şanslıydık ki ülkemizin en büyük, güçlü armatör şirketlerinden olan ve sektörün okulu olarak bilinen DB. Deniz Nakliyat T.A.Ş. tramp departmanında mesleği öğrendik. Günümüzde deniz işletmeleri yönetimi bölümlerinde genel olarak tüm deniz işletmelerinin yönetimi konularında öğrencilere eğitim verilmekte ancak gemi kiralama ve brokerlık birkaç haftada kavramsal olarak anlatılmaktadır. Halbuki Gemi brokerlığı eğitimi ise son derece spesifik bir eğitim olarak düşünülmelidir ve sektör uygulamaları içeren gemi kiralama süreçlerinin de yer aldığı eğitimler lisans/ön lisans programlarında verilmelidir. Bu eğitimlerin eksik kalması soncu gemi işletmeciliğinin diğer yarısı olan gemi ticari işletmeciliği bilgisi eksik olarak gemiye çıkan ve neticede bir Charter Party üst çatısı altında gerçekleştirilen gemi kiralamalarında süvari/zabit olarak yer alan gemi personeli de iş hayatında bu eksikliği yaşamakta, bunun sonucunda oluşan beklemeler veya yanlış anlaşılmalar neticesinde miko düzeyde firmalar makro düzeyde ise dolayısıyla ülkemiz denizciliği zarara uğramaktadır.
Bu alanda uygulamalı eğitim Türkiye’de ilk kez 2015 yılında mesleki dersler verdiğim Piri Reis Üniversitesi Denizcilik Meslek Yüksek Okulu’nda verilmeye başlanmıştır ve Piri Reis Üniversitesi halen Türkiye’de bu eğitimi veren tek üniversitedir. Eğitim alarak iş hayatında atılan gençler, sektöre ve işe çok daha çabuk uyum göstererek hızlı bir şekilde ilerleme kat edeceklerdir. Bu durum şirketler, çalışanlar ve ülke ekonomisi açısından katma değer yaratacaktır.
Tülin Şendur
Gemi Kiralama Brokerı/
Galatasaray Üniversitesi ve Piri reis Üniversitesi
Öğretim Görevlisi