Çalışanlar Çalıştıkları Şirketi Neden Terk Eder?
Bu sorunun cevabı aslında uzun uzun tartışmalara, sayfalarca makalelere ve saatlerce seminerlere konu olabilir. Ama işin özü, tüm süslemelerden arındırılmış en basit haliyle şudur:
"Çalışan kendini değersiz hissettiği anda, şirket ile arasındaki tüm bağlar kopar."
O andan itibaren iş işten geçmiştir. Şirketin yapacağı açıklamalar ya da atacağı adımlar genelde şu tür cümlelerden öteye gitmez:
- "Sen bizim için çok değerlisin!"
- "Biz bir aileyiz."
- "Eğer mesele para ise, hallederiz."
- "Bunu dert etmen gereksizdi, neden daha önce söylemedin?"
Ve bunların üzerine bolca "Bla Bla Bla" eklenir. Ancak, işte o bağ koptuktan sonra bu sözlerin hiçbir anlamı kalmaz. Çünkü değer hissi, sonradan eklenen cümlelerle değil, sürekli hissedilen bir atmosferle oluşur.
Çalışanlar, maaştan önce saygı, ödülden önce takdir, fiziksel rahatlıktan önce psikolojik güven ister. Eğer bu temel taşlar eksikse, her şey "değersiz" bir boşluktan ibaret hale gelir.
Peki, şirketler bunu önlemek için ne yapmalı? Sorunun cevabı da burada gizli:
İnsanları "kaybettikten sonra değerli hissettirmek" yerine, kaybetmeden önce onların değerini hissettiren bir kültür oluşturmak.
Bağırmaya gerek yok. Sessiz bir "Sen önemlisin" hissi her şeyi değiştirir.