Çanakkale Zaferinin 109. Yılında Saygı ve Minnetle Yad ediyoruz.
Yüzyıllar boyunca birçok destan yazıldı, birçok zafer kazanıldı ama hiçbiri Türk milletinin vatan sevgisi kadar derin ve eşsiz değildi. Çanakkale Zaferi, bu vatan sevgisinin en parlak ve yüce örneğidir. Bu destansı mücadele, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük aşkının tüm dünyaya gösterildiği bir kahramanlık destanıdır.
Çanakkale, tarih boyunca birçok medeniyetin kesişme noktası olmuş bir coğrafyadır. Ancak 1. Dünya Savaşı sırasında yaşananlar, bu topraklarda eşine az rastlanır bir direniş ve azim örneği sergilenmiştir. Türk milleti, düşmanı denizden ve karadan gelen saldırılarda, büyük bir cesaret ve fedakarlıkla karşılamıştır. Tarihçiler, askerlerin ve sivil halkın gösterdiği vatanseverlik ruhunu, dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir destan olarak nitelendirmektedir.
Çanakkale Zaferi'nin kazanılmasında rol oynayan kahramanlar arasında, Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğindeki askerler ön plandadır. Atatürk'ün ünlü komutanlık yetenekleri ve askeri stratejisi yanı sıra bir Lojistik Dehası oluşu, düşmanın daha büyük bir güce sahip olmasına rağmen, Türk ordusunu zaferle sonuçlanan bir mücadeleye sürüklemiştir. Ancak sadece askerler değil, Çanakkale halkı da bu zaferin kazanılmasında büyük rol oynamıştır. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar; topyekûn bir millet, vatan sevgisi uğruna ölümü göze alarak, destan yazmıştır.
Çanakkale Zaferi, sadece Türk milletinin değil, tüm insanlığın ortak tarihindeki en büyük derslerden birini sunar: Vatan sevgisi ve bağımsızlık aşkı, her türlü zorluğun üstesinden gelebilir. Bu zafer, sadece askeri bir galibiyet değil, aynı zamanda insanlık onurunun ve özgürlüğünün zaferidir. Çünkü Çanakkale, sadece bir coğrafyanın değil, bir milletin, bir insanlığın destanıdır.
Bugün, Çanakkale Zaferi'nin yıldönümünde, bu eşsiz destanı hatırlamak ve gelecek nesillere aktarmak, Türk milletinin en kutsal görevlerinden biridir. Çünkü bu zafer, sadece geçmişte yaşanan bir olay değil, geleceğe ışık tutan bir rehberdir. Vatan sevgisi ve özgürlük aşkı, her zaman için en büyük güç olacaktır. Çünkü Çanakkale'de yazılan destan, sadece bir zaferin hikayesi değil, aynı zamanda insanlığın ortak değerlerinin en yüce temsilidir.
Çanakkale Zaferi, Mustafa Kemal Atatürk gibi bir liderin lojistik dehasının ve stratejik kararlarının önemli bir örneğidir. Atatürk, Çanakkale'de verdiği kararlar ve uyguladığı stratejilerle sadece bir askeri lider olarak değil, aynı zamanda bir stratejist ve lojistik deha olarak da kendini kanıtlamıştır.
Atatürk, Çanakkale Savaşı'nın başlangıcından itibaren, sadece düşmanla askeri bir mücadele içinde değil, aynı zamanda lojistik açıdan da büyük bir mücadele vermiştir. Çanakkale Cephesi'nde, birçok zorluğa rağmen, askerlerin ihtiyaçlarını karşılamak için titizlikle çalışmıştır. Lojistik desteğin eksik olduğu durumlarda bile, mevcut kaynakları en verimli şekilde kullanarak askeri birliklerin moralini yüksek tutmuş ve savaş gücünü korumuştur.
Atatürk'ün en önemli stratejik kararlarından biri, Gelibolu Yarımadası'nın savunulmasında aldığı tedbirlerdir. Düşmanın karadan ve denizden saldırılarına karşı koymak için stratejik noktaları doğru bir şekilde belirlemiş ve savunma hatlarını oluşturmuştur. Ayrıca, düşmanın ilerlemesini engellemek ve saldırılarını durdurmak için gerçekleştirdiği karşı taarruzlar, Çanakkale'deki Türk ordusunun moralini yükseltmiş ve düşmana karşı büyük bir direniş gösterilmesini sağlamıştır.
Bunun yanı sıra, Atatürk'ün askeri taktiklerdeki ustalığı da Çanakkale'de kendini göstermiştir. Düşmanın savunma hatlarını zorlayacak stratejik hamleler yaparak, düşmanı şaşırtmış ve saldırılarını püskürtmüştür. Ayrıca, düşmanın denizden gelebilecek yardımı engellemek için mayın tarlaları oluşturulması gibi taktiksel kararlar da alınmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk'ün Çanakkale'de sergilediği lojistik deha ve stratejik kararlar, Türk milletinin zaferle çıkmasında önemli bir rol oynamıştır. Atatürk'ün liderliği ve kararlılığı, Çanakkale Savaşı'nın dönüm noktalarından biri olmasını sağlamış ve Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde önemli bir kilometre taşı olarak tarihe geçmiştir.
Bugün bu topraklarda özgürce dolaşabiliyorsak attığımız her adımda,
Ecdat Mehmet Akif Ersoy ‘un Ruhu Şad mekânı Cennet olsun, bu Vatan uğruna yazdığı istiklal marşı gelmeli her adımda aklımıza.
Ne diyordu Mehmet Akif Ersoy o her harfi yarınlara ışık tutacak İstiklal Marşında?
Bastığın yerleri “toprak” diyerek geçme, tanı,
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı,
Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı.
Bugün neredeyse her karışı satılmış, düşman tarafından tek kurşun atılmadan alınmış toprağımız için biz acaba ne yapabiliyoruz sorusu ile ben dahil hepinizi vicdanınızla baş başa bırakıyorum.
"Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler gelir, başka komutanlar hâkim olabilir."
- Mustafa Kemal Atatürk
Kaynak
https://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%87anakkale_Sava%C5%9F%C4%B1