“Tedbir Senden, Takdir Allah’tan”
Aziz Devlet Baba,
Bu satırları sana bir şikâyet değil, bir vicdan sesi, bir vatandaş selamı olarak kaleme alıyorum. Son zamanlarda hız sınırı ihlalleri bahanesiyle uygulanan radar cezaları, toplumun dört bir yanında ciddi bir huzursuzluk yaratmış durumda. Hepimiz kendi kendimize sormaya başladık: Bu cezalar gerçekten can güvenliği için mi, yoksa vatandaşını müşteri gibi gören bir gelir kalemi mi oldu?
Eğer mesele güvenlikse, bunun yolu gizli radarlarla, pusuda bekleyen ekiplerle değil; şeffaflıkla, bilgilendirmeyle ve vatandaşını bilerek korumakla olur. Şehir içinde her kilometrede, şehir dışında ise her 1 ila 3 kilometrede bir hız sınırını net ve görünür tabelalarla belirtmek bir zorunluluktur. Radar uygulaması yapılan her bölgede, "Radar Denetimi Yapılmaktadır" uyarıları açık ve seçik bir şekilde yer almalıdır.
Bugün geldiğimiz noktada, yere bırakılmış 50-60 cm’lik, neredeyse görünmez levhalarla, navigasyonlarda bile görünmeyen hız sınırlarında kesilen cezalar yüzünden vatandaşa tedbir değil, tuzak kuruluyor hissi veriliyor.
Tedbir senden, takdir Allah’tan Devlet Baba. Ama bu tedbir, vatandaşına güven vermek yerine güvensizlik yaratıyorsa, burada bir yanlış var demektir.
Ülkemizde ulaşıma erişmek, dünyanın en pahalı işlerinden biri haline geldi. Akaryakıt fiyatları, köprü ve otoyol ücretleri sırtımıza binerken; bir de bu gizli radar cezalarıyla karşı karşıya kalınca, yolculuklarımız eziyete dönüşüyor.
Bakın; biz hız limitlerinin yükseltilmesini istemiyoruz. Ne hız tutkunu olduk, ne kuralları çiğneme hevesindeyiz. Biz sadece adaletli, öngörülebilir ve insan onuruna yakışır bir denetim anlayışı talep ediyoruz. Yeni nesil araçlar teknolojiyle donatılmış, yollar dünya standartlarını yakalamışken, bu keyfi yaşamak böylesine pahalı ve cezalı olmamalı.
Devlet Baba, biz seni arkamızda dağ gibi görmek istiyoruz.
Önümüze radar değil, güven ve adalet koymanı bekliyoruz.
Saygılarımla,
Burhan Çakan
Container Dergisi