Lojistik ve Finansta Teknoloji ve Yapay Zekanın Önemi: Dijital Dönüşüm
Günümüzde, lojistik ve finans sektörleri, rekabetçi bir avantaj elde etmek ve sürdürmek için teknoloji ve yapay zeka gibi yenilikçi araçlara büyük ölçüde bel bağlamaktadır. Bu sektörlerdeki şirketler, verimliliği artırmak, maliyetleri düşürmek, hataları en aza indirmek ve müşteri memnuniyetini artırmak için teknoloji tabanlı çözümleri benimsemekte ve uygulamaktadır.
Lojistikte Teknoloji ve Yapay Zekanın Rolü
Lojistik sektörü, ürünlerin tedarik zincirinden son kullanıcıya ulaştırılmasını sağlayan kritik bir bileşendir. Bu süreçte, zamanında teslimatlar, envanter yönetimi, taşıma optimizasyonu ve lojistik operasyonların verimliliği büyük önem taşır. Teknoloji ve yapay zeka, lojistik şirketlerinin bu zorluklarla başa çıkmasına yardımcı olur. Yapay zekâ uygulamaları lojistik zincirinde; talep tahmini, sipariş toplama, ürün takibi, depolama, envanter yönetimi ve operasyon planlama gibi birçok aşamasında kullanılmakta ve oldukça olumlu sonuçlar vermektedir.
Örneğin, akıllı envanter yönetimi sistemleri, stok seviyelerini optimize ederken aynı zamanda talep tahminlerini daha doğru bir şekilde yapar. Bu, işletmelerin stok maliyetlerini düşürmesine ve müşteri taleplerine daha hızlı yanıt vermesine olanak tanır. Ayrıca, rota optimizasyonu ve araç izleme sistemleri sayesinde, lojistik şirketleri nakliye süreçlerini daha etkili bir şekilde yönetebilir ve taşıma maliyetlerini azaltabilir.
Makine öğrenimindeki RFID okuyucuları sayesinde ürünlerin etkilerinden paketlerine ait bilgiler veri tabanına aktarılır, otonom araçlar ile yakıt tüketimi azaltılır, akıllı yollar ile doğal enerji kullanılır.
Makine öğreniminin kullanıldığı uygulama alanlarından birine Hollanda’yı örnek vermek mümkündür. Hollanda’nın Rotterdam şehrinde bulunan Rotterdam Limanı’nda özel araçlar ve otomasyonlu terminaller bulunur. Otomatik yönlendirmeli araçlar sayesinde insansız olarak her türlü taşımacılık faaliyeti gerçekleştirilmektedir. Ayrıca otomatik istifleme araçları ile konteynerler istiflenmekte böylece akıllı konteynerler yolculuk sırasında akım, sıcaklık, rüzgâr, hava durumu gibi verileri toplamaktadır. Toplanan bu veriler de IoT teknolojileri tarafından analiz edilerek, yanaşacak gemi için en uygun zamanın belirlenmesinde yardımcı olmaktadır.
Hollanda örneğinde verilen geliştirilmiş ekipmanlar dışında yapay zekanın diğer uygulama alanı da robotlardır. Lojistik sürecinde depolardaki ürünlerin takibi, siparişin doğruluğu, koordinasyonu gibi durumlar robotlar tarafından yönetilebilmektedir. Robotların depolarda görev alması ile depo faaliyetlerinde insan gücüne oranla 4 kata kadar hız ve verimlilik sağlandığı kanıtlanmıştır. Robotların depolarda görev almaya başlamasının en güzel örneklerinden biri de Amazon depolarıdır. Amazon firmasında 15.000 üzerinde Kiva robotlarının çalıştığı belirtilmektedir. Bu otonom robotlar sayesinde sipariş işleme merkezlerinde müşteri tarafından istenilen ürünlerin üzerindeki kodlar robotlarda bulunan kameralar ile okunmakta ve aldıkları talimatlar doğrultusunda ürünleri sevkiyatı hazırlayan çalışanlara robotlar tarafından teslim edilmektedir.
Yapay zeka destekli lojistik yönetim sistemleri, büyük miktarda veriyi analiz ederek öngörüsel bakımı ve arıza önleme stratejilerini geliştirebilir. Bu da, ekipman ve araçların daha az bakım gerektirmesi ve daha uzun ömürlü olması anlamına gelir.
Yapay Zekanın lojistik sektörüne sağladığı diğer avantajları;
- Maliyet kontrolü yapılarak maliyetleri azaltma
- Robot teknolojisi ile sipariş toplama verimliliği
- Otonom araçlar ve drone ile hızlı ve güvenli teslimat
- Stok ve zaman yönetimi
- Teslimat sırasında oluşacak trafik için önlem alma
- Şeffaf bir tedarik zinciri süreci
- Kalite kontrolü
- Operasyon sırasında sürekli entegrasyon
- Şirketin gelecek performansına etki’’ olarak belirtebiliriz.
Finansta Teknoloji ve Yapay Zekanın Rolü
Finans sektörü de teknoloji ve yapay zeka sayesinde önemli değişimler yaşamaktadır. Yapay zeka tabanlı finansal analiz araçları, yatırım kararlarını desteklemek için büyük miktarda veriyi analiz edebilir ve trendleri belirleyebilir. Bu, yatırımcıların daha bilinçli kararlar almasına yardımcı olurken, riskleri minimize etmelerini sağlar.
Ayrıca, otomatik işlem sistemleri ve robotik süreç otomasyonu, finansal işlemlerin hızını artırırken hataları da en aza indirir. Blockchain teknolojisi, finansal işlemlerin güvenliğini artırır ve sahteciliği önlerken, dijital para birimleri finansal işlemleri sınır ötesine taşır ve işlem maliyetlerini azaltır.
Yapay zekanın finansal hizmetlerin yapısını değiştirdiğini biliyoruz ve bu etkiyi açıklayan dokuz önemli bulguya dikkat çekmek istiyorum;
Maliyet merkezinden kâr merkezine: Kurumlar, yapay zeka destekli arka ofis operasyonlarını dış hizmetlere dönüştürecek ve bu hem yeteneklerin geliştiği hızı arttıracak hem de tüketicilerinin gerisinde kalmaması için yetenekler kazanmasını gerektirecektir.
• Müşteri sadakati için yeni savaş alanı: Geçmişteki farklılaşma yöntemleri ile günümüzdeki yöntemler ayrıştıkça, yapay zeka kurumlara, kendilerini müşterilerle buluşturmak için yeni yollar sunarak, fiyat rekabeti içinde “aşağı çeken rekabet”ten kaçma fırsatı sunuyor.
• Kendini yöneten finansman: Gelecekteki müşteri deneyimleri, müşterilerin finansal hayatlarının çoğunu otomatikleştiren ve finansal sonuçlarını iyileştiren yapay zeka çevresinde gelişecektir.
• Paylaşılan sorunlara yönelik ortak çözümler: Paylaşılan veri kümeleri üzerinde oluşturulan ortak çözümler, rekabetçi olmayan işlevlerin doğruluğunu, güncelliğini ve performansını önemli ölçüde artıracak, operasyonlarda karşılıklı verimlilik yaratacak ve mali sistemin güvenliğini artıracaktır.
•Pazar yapısının iki kola ayrılması: Yapay zeka, müşteriler için arama ve karşılaştırma maliyetlerini azalttığı için, firma yapıları pazarın sınırlarını zorlayacak, büyük ölçekli oyuncuların getirilerini artıracak ve niş ve çevik yenilikçiler için yeni fırsatlar yaratacaktır.
• Gergin veri ittifakları: Her kurumun veri çeşitliliği için yarıştığı bir ekosistemde, rakipler ve potansiyel rakipler ile ortaklıkların yönetilmesi kritik olacaktır ve yapılan iş birlikleri stratejik ve operasyonel risklerle doludur.
• Veri düzenleyicilerinin gücü: Verilerin gizliliğini ve taşınabilirliğini yöneten düzenlemeler, finansal ve finansal olmayan kurumların yapay zekayı benimseme konusundaki göreceli kabiliyetini şekillendirecek ve böylece geleneksel düzenlemeler kadar firmaların rekabetçi konumlandırılmasında da önemli hale gelecektir.
• Yeteneklere dengeli bir yaklaşımın bulunması: Yetenek dönüşümü, kurumların yapay zeka uygulamaları üzerinde en zorlayıcısı olacak ve teknolojinin yanı sıra yetenekleri etkin bir şekilde dönüştüremeyen firmaların ve coğrafyaların rekabetçi konumlarını riske atacaktır.
• Yeni etik ikilemler: Yapay zeka, kurumların daha dönüştürücü yapay zeka yeteneklerini benimseme isteklerini azaltan etik gri alanları ve düzenleyici belirsizlikleri ele almak için ilkelerin ve denetleyici tekniklerin işbirliğini yeniden gözden geçirmesini gerektirecektir.
Gelecekte Teknoloji ve Yapay Zeka
Gelecekte, lojistik ve finans sektörlerinde teknoloji ve yapay zeka kullanımının daha da artması beklenmektedir. Makine öğrenimi ve büyük veri analizi gibi gelişmiş teknolojiler, işletmelerin daha verimli ve esnek olmalarını sağlayacak ve rekabet avantajı elde etmelerine yardımcı olacaktır.
Ancak, bu teknolojilerin başarılı bir şekilde uygulanabilmesi için işletmelerin uygun altyapıya ve yetenekli insan kaynağına yatırım yapmaları gerekmektedir. Ayrıca, veri gizliliği ve güvenliği gibi endişeler de dikkate alınmalı ve uygun önlemler alınmalıdır.
Davos Zirvesi ve Teknoloji Odaklı Konular
Şubat ayında; İsviçre’nin Davos kasabasında gerçekleştirilen 54. Dünya Ekonomik Forumu’nda küresel sorunların çözümünde iş birliğine vurgu yapıldı. Davos Zirvesi’ne, 120 ülkeden 2.800’ü aşkın iş insanı, siyasetçi, akademisyen ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı. Zirve kapsamında düzenlenen 300’den fazla oturumda, küresel güvenlik sorunları, istihdam olanakları, iklim ve doğa acil durumuyla mücadele, yapay zekâ uygulamaları, küresel ticaret, ekonomik büyüme, enerji dönüşümü, teknolojik gelişme ve bozulma, dijitalleşme gibi birçok başlık masaya yatırıldı. Davos’ta bu yılki ana gündem maddelerinden biri de yapay zekâ teknolojisinin geleceği oldu. Zirvede aşağıdaki konulara geniş yer verildi;
- IT ve Teknoloji Sektöründe Değişim
- Finans Sektöründe Otomasyonun Gücü
- Müşteri İlişkilerinde ve Operasyonel Süreçlerde Teknoloji ve İnsan Dokunuşu
- İnsan Kaynakları ve Pazarlama: Teknoloji ve Yaratıcılık
- Hukuk Sektöründe Otomasyonun Sınırları
- Tedarik Zincirinde Fiziksel İşlerin Önemi
Bu zirve, teknoloji odaklı konuların günümüz iş dünyasında ne kadar önemli olduğunu ve gelecekteki değişimlerin anahtarının teknoloji ve yapay zeka olduğunu göstermektedir. Teknolojinin ve yapay zekanın etkisiyle, iş dünyasının dönüşümü kaçınılmazdır.
Sonuç olarak, lojistik ve finans sektörlerinde teknoloji ve yapay zeka kullanımı, işletmelerin daha rekabetçi olmalarını sağlarken, operasyonel verimliliği artırır, maliyetleri düşürür ve müşteri memnuniyetini artırır. Bu nedenle, bu sektörlerdeki şirketlerin teknolojiye ve yapay zekaya yatırım yapmaları ve dijital dönüşümü benimsemeleri kaçınılmazdır. Siz ve çalıştığınız firma ya da sahip olduğunuz firma, geleceğin dijital dönüşümüne ne kadar hazır? Dijital dönüşüme adım atmak için bugünden harekete geçin ve rekabetin bir adım önünde olun!