Günümüzde lojistik sektörü, sürekli değişen ve belirsizliklerle dolu bir ortamda faaliyet göstermektedir. Özellikle, son zamanlarda yaşanan global gelişmeler ve yerel ekonomik koşullar, lojistik işletmeleri için finansal riskleri artırmıştır. Bu makalede, kriz anlarında lojistikte finans yönetimi ve nakit akış kontrolünün önemi üzerinde duracağız.
1. Risk Değerlendirmesi ve Planlama
Kriz anlarında, finans yöneticilerinin öncelikle mevcut riskleri değerlendirmesi ve olası senaryolar için planlama yapması gerekmektedir. Örneğin, bölgesel savaşlar veya kanal kapanmaları gibi olaylar, lojistik operasyonları üzerinde ciddi etkilere yol açabilir. Bu nedenle, finans yöneticileri, olası riskleri tanımlamalı ve bu risklere karşı nasıl önlemler alacaklarını planlamalıdırlar.
Örnek: Panama Kanalı'nda meydana gelen bir kaza, deniz ticaretinde önemli bir engel oluşturabilir ve lojistik operasyonların akışını etkileyebilir. Bu durumda, finans yöneticileri alternatif taşıma rotaları ve tedarik zinciri çözümleri üzerinde çalışarak krizi hafifletmeye yönelik planlar yapabilirler.
2. Likidite Yönetimi
Kriz dönemlerinde, nakit akışının sağlıklı bir şekilde yönetilmesi hayati önem taşır. Finans yöneticileri, likiditeyi artırmak için alternatif finansman kaynaklarına yönelebilir veya operasyonel maliyetleri azaltarak nakit akışını optimize edebilirler. Finansçının elinde durum yönetimi için kontrol edebileceği 3 unsur var; satışlar,karlılık ve nakit akış. Özellikle son dönemde global ve yerel krizlerden dolayı ekstra önlem alınması gereken bir dönemden geçiyoruz.
*Satış prim sistemlerini tahsilat ve alacak dönüş hızı ile ilişkilendirin. Aylık tahsilat hedeflerinizi oluştururken dönem başı (ayın ilk günü) alacak tutarınızı, satış temsilcisi bazında (müşteri grupları) ayırın. Belirli bir yüzdenin (örneğin yüzde 90) ay içinde tahsilatı hedefini koyun
*Esnek bir yapı oluştun. Değişken giderlerinizin oranlarını artırın. Sabit giderlerinizin oranını düşürün. Satış arttıkça gider artsın veya satış azaldıkça azalsın.
*Finansmanla ilgili raporların güncel olmasını sağlayın. Yalnız kasa değil bankaların da günlük işlenmesi alacak takibinde çok önemlidir.
*Alacak takibinizi aylık ve haftalık hedefler ile yapın. Hedefin neresinde olduğunuzu günlük olarak takip edin.
*Her ay başı en az 6 aylık Nakit Akış Tahmin Tablosu’nu yapın. Bu tablo gelir, gider ve ödeme planlarınızı ve mevcutlarını kapsar. Nakit Tahmin Tablonuzu oluşturabilmek için tüm gider ve gelir kalemlerinizi sınıflandırın. Son günlerde yaşanan satıştaki belirsizlik sizi yıldırmasın. Bu plan, hiçbir ödeme kalemin inatlanmaması ve sürprizlerin önlenmesine yarayarak, önemli bir fayda sağlar.
* Kriz dönemi sonrası, aylık gelir-gider ve kalanı göreceğiniz 6 aylık nakit planları, size hangi dönemlerde nakit ihtiyacınız olduğunu gösterecektir. Bu planlar, kredi kullanımı, bankalarla yapacağınız görüşmeler ve yatırım kararlarında ışık tutacaktır.
*Tüm dönemlerde mutlaka önünüzde iki plan olsun. İyimser ve kötümser plan.
*Yaptığınız Nakit Planları’nda önümüzdeki 6 ay için kesebileceğiniz firma çeklerinizin tutarını belirleyin. Örneğin Şubat vadeli firma çeklerinizde limitiniz 100.000 TL. olsun. Muhasebeciniz her çekin ekinde kalan kısmı size bildirsin.
*Kriz dönemi geçtikten sonra da, her zaman oluşacak nakit fazlanızın, bir kısmı likit kalmalıdır. Bu oranı Yönetim Kurulu ve Danışmanınız ile birlikte belirleyin.
* Tedarikçilerinizi gözden geçirin. Fiyatı ucuz olduğu halde, malı zamanında teslim edemeyen tedarikçi, müşteriyi kaybetmeye neden olur. Size daha pahalıyla gelir.
* Kredi ödemelerinizde güçlüğe düştüyseniz, banka yöneticileri ile görüşmekten kaçınmayın. Yeniden yapılandırma isteyin. Tersi olumsuz süreci hızlandıracaktır.
*Satışta risk takip sistemi kurun
*Kriz döneminde müşterilerinizi Pareto Analizi Yöntemi ile değerlendirin. Vade, karlılık ve ciroyu esas aldığınız bir gruplama yapın. Bu gruplar için farklı birer satış stratejisi geliştirin.
3. Alternatif Koridorlar ve Tedarik Zinciri Çözümleri
Kriz anlarında, lojistik operasyonlarını etkileyen engeller ortaya çıkabilir. Finans yöneticileri, bu tür durumlarda alternatif lojistik koridorlarını ve tedarik zinciri çözümlerini değerlendirerek operasyonları devam ettirebilirler.
Örnek: Bir bölgede yaşanan siyasi çatışmalar, karayolu taşımacılığını olumsuz etkileyebilir. Finans yöneticileri, demiryolu veya denizyolu gibi alternatif taşıma yöntemlerini kullanarak operasyonları sürdürme stratejileri geliştirebilirler. Alternatif koridorlar düşünülebilir. Kızıldeniz’de yaşanan kriz firma ve armatörleri bu yönde çözüm arayışına yönlendirmiştir. Konteyner taşımacılığında dünya lideri olan ve Türkiye'ye olan desteğini her zaman gösteren Mediterranean Shipping Company (MSC), Kızıldeniz'deki ticari gemilere yönelik saldırıların küresel tedarik zincirinde oluşturduğu krizi aşmak için etkili bir çözüm geliştirdi. MSC, özellikle Ramazan ayının yaklaşması nedeniyle artan sevkiyat aciliyetini göz önünde bulundurarak, Arap Körfezi'ne gönderilen Türk ihracatçısının yüklerini hızlı bir şekilde ulaştırmak için Kızıldeniz Servisi'ne ek karayolu desteği sağlamaya başladı. Tekirdağ - Derince - Mersin - King Abdullah - Cidde – Akabe (Ürdün) - Tekirdağ rotasını izleyen Kızıldeniz Servisi aracılığıyla, Suudi Arabistan’ın King Abdullah Limanı'na yük taşıyan MSC, transit gümrük işlemlerini tamamlayarak Arap Körfezi ülkelerine karayoluyla teslimat gerçekleştiriyor. MSC'nin Arabistan Yarımadası'ndaki bu hizmeti, süre hassasiyeti gerektiren ürünlerin en kısa sürede varış noktalarına ulaştırılmasını sağlayarak kapıdan kapıya taşıma avantajı sunuyor. MSC, King Abdullah'tan Bahreyn'e 4-5 gün, Kuveyt ve Katar'a 5-6 gün, Birleşik Arap Emirlikleri'ne 6-7 gün ve Umman'a 7-8 gün içinde kapı teslim hizmeti sağlıyor.
4. Yerel Ekonomik Koşullara Uyum
Yüksek enflasyona sahip bir ülkede faaliyet gösteren lojistik işletmeleri için yerel ekonomik koşullara uyum sağlamak önemlidir. Finans yöneticileri, döviz kurlarındaki dalgalanmalara karşı korunma stratejileri geliştirmeli ve maliyetleri dengelemek için yerel tedarikçilerle çalışmayı değerlendirmelidirler.
Örnek: Türkiye'de faaliyet gösteren bir lojistik şirketi, yüksek enflasyon nedeniyle maliyetlerin arttığını görebilir. Finans yöneticileri, yerel tedarikçilerle uzun vadeli sözleşmeler yaparak maliyetlerini sabitleyebilirler. Alternatif uygun yurt dışı kredi veya Eximbank kredileri araştırılabilir.
5. Başarı ve Mali Dayanıklılık İçin İnovasyon
Kriz dönemleri, yenilikçi çözümlerin ve operasyonel mükemmeliyetin önemini artırır. Finans yöneticileri, mali dayanıklılığı artırmak ve başarıyı sürdürmek için sürekli olarak iş süreçlerini iyileştirmeli ve yenilikçi finansal stratejiler geliştirmelidir.
6. Proje Finansmanı
Kriz dönemleri uzun vadeli yatırım ve proje finansmanı yapmak için uygun değildir. Özellikle yurt içindeki talebe endeksli olan yatırım kararlarınızı krizin yaratmış olduğu belirsizlikler sona erene kadar ertelemenizde fayda olacaktır. İhracat ağırlıklı olan şirketler ise hitap ettikleri piyasalarda ve çalıştıkları şirketlerde kalıcı bir yer edindikleri kanaatindeyseler yatırım yapma kararlarını daha rahat alabilirler. Bu tip şirketler döviz bazında ucuzlayan TL maliyetlerinin getirdiği avantaj ile yurt dışında daha rekabetçi olabilirler.
Son olarak yazımızı şu hikaye ile bitirelim.
Gazetecinin biri başarılı bir iş adamına soruyor:
– Başarınızı neye borçlusunuz?
– Cevap çok kısa iki kelime
– Nedir o iki kelime?
– Doğru kararlar
– Peki, doğru kararlar nasıl alınır?
– Tecrübe
– Peki, tecrübe nasıl oluşur?
– İki kelime
– Nedir o iki kelime?
– Yanlış kararlar
Her kriz tecrübedir. Yenilenmek ve dönüşümü kabul etmek, çözümün yarısıdır.
Tecrübeyle dolu kararlarınızla krizlerin üstesinden gelin ve geleceği inşa edin: Güçlü bir lojistik, güvenilir bir gelecek demektir!