Bazı tesadüfler – rastlantılar insanı hedefine kilitler ve başarıya götürür, ben buna çok inanırım.
Arkas Denizcilik’te çalıştığım yıllarda birlikte çalışma onurunu yaşadığım müdürüm Piyer KALOMENİ etrafına ilham ve cesaret kaynağı olurdu. Gerçi halada öyledir, bir çok konuda döner kendisine danışırız. Yıllar içinde farklı şirketlerde çalışsak bile ilişkişmiz hiç kopmadı.
Ben ve diğer arkadaşlarımız hala bir çok şeyi kendisine danışırız. Bize ne yapıp yapmayacağımız hakkında çok net fikirler verir. Bu deniz taşımacılığı, gemi eskileri , yada uzmanı olduğu kol saatleri olabilir. Bildiği konuyu çok derin inceler ve bilir, bilmediği konuda yorum yapmamayı yeğler. İşte benim hayatımın güzel tesadüflerinden birisidir Piyer Bey ile karşılaşmam. Kendisi ile tanışmak isterseniz İzmir Bornova’da Arkas’ın Deniz Tarihi Müzesi’ni ziyaret etmeniz yeterli olacaktır. Piyer Bey sizlere orada müzeyide keyifle anlatacaktır. Elbette şu pandemic günlerinin gitmesini beklerseniz daha iyi olur.
Arkas’ta birlikte çalıştığımız yıllarda Piyer Bey bana gemi eskileri biriktirme konusunda da (konşimento koleksiyonumda olduğu gibi) cesaret ve ilham kaynağı olmuştur. Eğer Piyer Bey’i dinleyerek bir gemi eskisi almışsam tam isabettir. Aksine bir karar vermişsem kesin yanılmışımdır.
Piyer Bey’in almamı özellikle tavsiye ettiği gemi eskilerinden biriside deniz kronometresi idi. Kendisinde en güzel örnekleri olduğunu biliyorum. Bu tavsiyeye uyarak bende başladım deniz kronometrelerini biriktirmeye. Ama bu alet nasıl çalışıyor bilmiyordum. Elbette rahatlıkla tahmin edebileceğiniz gibi bunuda bana Piyer Bey öğretti, hemde büyük bir özenle.
Sayıları arttıkça bunun bir hikayesi olmalı diye meraklandım. Bir yurtdışı seyahatimde deniz müzesini gezdim. Orada gördümki müthiş ilginç bir hikayesi ve aslında mesleği marangozluk olan unutulmaz bir mucidi varmış. Bu kişi John HARRISON idi.
İnsanlık tarihinin en önemli sorunu boylamı belirlemek imiş. Bu belirsizlik denizlere yelken açan bir çok geminin batmasına ve bir çok denizcinin ölmesine neden olmuş. Tarihin kayda geçen en büyük deniz faciasından birinde İngilizlerin dört yelkenli gemi ve binbeşyüzden fazla gemicisi hayatını kaybetti. Bu sorunun mutlak olarak çözülmesi ve gemilerin konumunu net olarak belirleyebileceği çözümün bulunması gerekiyormuş.
Bu ciddi sorunlar nedeniyle 1714 yılında İngiltere’de boylam kanunu kabul edildi. Bu sorunu çözecek kişiye ise yirmibin Sterlin ödül verilecektir.
Ahşap saatler üreten marangoz John HARRISON bu hedefe yöneldi. Belki şaşıracaksınız ama peygamber ağacından yaptığı ahşap saat 298 yıldır Brocklesby Park’ta hala çalışıyormuş.
Kanunun çıkışından tam onaltı yıl sonra John HARRISON Londra’ya gitti ve orada “Boylam Kurulu’nu” aradı. ELbetteki bulamadı, çünkü o kurul birinci toplantıdan itibaren bir daha toplanmamış. Fakat yinede John HARRISON yılmadı, didindi ünlü bir saat ustası olan George GRAHAM’I buldu, planını kendisine anlattı. Bu usta her anlamda John HARRISON’u destekledi.
Ben burada çok ama çok kestirmeden bu başarının sonuna değineceğim. Uzun yıllar hedefi için uğraşır. Sonuçta ısrarlı uğraşları boylam kurulu ile iletişime geçebilmesine neden olur ve kurulun azda olsa maddi desteğini alır. H-1, H-2, H-3 olarak adlandırdığı uzun yılların emeği olan saatleri uzun yılların çabası ile yapar. Saatlerini başka ülkelerden bugün dahi ünlü saat ustaları da gelir ziyaret ediyorlar.
John HARRISON inatçıdır, ikna olmamıştır. Yelkenlilerin içinde daha ufak , kullanımı kolay bir saat icat etmek istemektedir. İşte bu saat çapı 12.5 cm olah H-4 diye isimlendirdiği saati H-3’ ten dört yıl sonra yapar.
Evet John HARRISON başarmıştı ama boylam kurulu üyelerini ikna edememiştir. Kurul üyeleri ödülün kendisine verilmemesi için olmadık engeller çıkarmış ve oyunlar oynamıştır. Sonuçta kurul H-4 ün denizlerde denenmesi için izin verir. 1762 de sefer yapılacaktır ama artık John HARRISON bu seyahat için oldukça yaşlıdır, yerine oğlu William katılır, seksenbir günde Atlas Okyanusu geçilip Jamaika’ya gelindiğinde H-4 sadece beş saniye geri kalmıştır. Bu başarı gölgelenmeye çalışılmış, ödülü haketmesine ragmen başka bir kurul üyesi ödüle konmak istemiştir.
Bu kabul edilmez durumu John HARRISON’un oğlu William HARISON Kral III. George’a bir mektupla bildirir. Kral kurul üyelerinin ayak oyunlarına ragmen bu başarıyı önemser ve sonuçta ödülün tamamı olmasada büyük bir kısmı John HARRISON’a verilir. John HARRISON çalışmalarına devam eder H-5 i de yapar ve bitirir. 1773 yılında Kral ve meclis tarafından onurlandırılan John HARRISON hemen üç yıl sonra zengin bir insan olarak 1776 yılında bu dünyaya gözlerini kapar. Onun yaptığı saatler hala her gün kurulur ve müzelerinde ziyaret edilirmiş, ama H-4 hariç. H-4 hor kullanımdan kaynaklı yıpranmışlıktan dolayı artık çalıştırılmamakta imiş.