-Özel Röportajlar Serisi
Özel Röportaj serimizin ilkini Gürbulak Nakliyat Genel Müdürü Sayın Burhan Çakan ile gerçekleştirdik. Burhan bey lojistik sektörünün gelişmesi ve sektörde olmak isteyen gençlere ışık olması adına sizlere birkaç soru yöneltmek istiyorum. Dilerseniz sorularımı şu an sizin şirketinizde uyguladığınız yöntemlere dayanarak cevaplayabilirsiniz, şimdiden sektöre verdiğiniz katkılardan dolayı teşekkür ederim.
-Rica etsem kısaca kendinizden bahseder misiniz Burhan Çakan Kimdir?
Gürbulak Nakliyat 1979 yılında Aile şirketi olarak kuruluyor, ben bundan 35 yıl önce aile şirketine Ofis boy olarak dahil oldum. Gürbulak ailesinde mevki makam almak sanıldığı kadar kolay olmuyor, sahalarda uzun yıllar çeşitli görevlerde çalıştım. Hatta Ağır vasıta Tır sürücülüğü görevini yerine getirdim. Sonrasında birçok projede görev aldım her proje bizleri bir üst mevkiye taşıdı. Şu an Gürbulak Ailesinde Genel Müdür olarak görev alıyorum. Aile içerisinde ve aileye dışarıdan dahil olan gençlerin gelişmesinde etkin rol almaktayım.
-Firmanızın temel felsefesi nedir?
Firmamızın temel felsefesi güven ve hizmettir. Aile büyüğümüz ve aile şirketi yönetim kurulu üyesi Orhan Çakan beyin söylediği bir sözü paylaşma isterim. “ paranın peşinden koşan parayı bulamamıştır ancak işinin peşinden koşan işi de bulur parayı da bulur. “ Bu felsefe ile bilgi , birikim ve gücümüz müşterilerimizin her daim emrindedir.
-Ekonomik, Çevresel ve Sosyal boyutu ile sürdürülebilirlik kavramı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sürdürülebilirlik, ekonomik, çevresel ve sosyal boyutları içeren bir kavramdır ve genellikle "üçlü dip" veya "üçlü etki" olarak da adlandırılır. Bu boyutlar birbirleriyle bağlantılıdır ve her biri sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için önemlidir. Burhan Çakan veya Gürbulak Ailesi olarak temel düşüncelerimizi şöyle sıralayabilirim.
Ekonomik Boyut: Ekonomik sürdürülebilirlik, bir toplumun veya organizasyonun ekonomik faaliyetlerini çevresel ve sosyal etkileri dikkate alarak yönetme yeteneğini ifade eder. Sürdürülebilir ekonomik büyüme, gelir eşitsizliğinin azaltılması, iş fırsatlarının yaratılması ve işletmelerin uzun vadeli karlılık sağlaması gibi hedefleri içerir. Ekonomik büyüme, kaynak kullanımı ve enerji tüketimi gibi faktörler göz önünde bulundurularak yönetilmelidir.
Çevresel Boyut: Çevresel sürdürülebilirlik, doğal kaynakların korunması, biyolojik çeşitliliğin sürdürülmesi ve çevresel etkilerin minimize edilmesi amacıyla yapılacak faaliyetlerin tasarımını içerir. İklim değişikliği, su kıtlığı, toprak bozulması gibi çevresel sorunlar dünya çapında giderek daha fazla önem kazanıyor. Sürdürülebilirlik, çevresel etkileri minimize ederek gelecek nesillere sağlıklı bir gezegen bırakmayı amaçlar.
Sosyal Boyut: Sosyal sürdürülebilirlik, toplumun refahını, eşitliği ve sosyal adaleti ön planda tutar. Eğitim, sağlık hizmetleri, iş güvencesi, eşitlik ve insan hakları gibi konular bu boyutun altında değerlendirilir. Sosyal sürdürülebilirlik, toplumsal huzurun sağlanması ve farklı grupların ihtiyaçlarının karşılanması yoluyla bir toplumun uzun vadeli dayanıklılığını artırır.
Bu üç boyut birbirleriyle etkileşim içindedir. Örneğin, sürdürülebilir ekonomik büyüme, çevresel faktörleri dikkate almazsa uzun vadede çevresel sorunları artırabilir. Benzer şekilde, sosyal hedefler göz ardı edildiğinde ekonomik büyüme toplumsal huzursuzluklara yol açabilir. Bu nedenle, sürdürülebilirlik yaklaşımı, ekonomik, çevresel ve sosyal boyutların birbirleriyle denge içinde ele alındığı bütüncül bir perspektifi gerektirir.
Sonuç olarak, sürdürülebilirlik kavramı, dünya çapında kaynakların sınırlı olduğu ve gezegenimizin doğal dengesinin bozulduğu günümüzde büyük önem taşıyan bir konudur. Toplumlar, kuruluşlar ve bireyler olarak sürdürülebilirliği sağlamak ve bu üç boyutu dengede tutmak için çaba harcamalıyız. Gürbulak Ailesi olarak biz toplum hassasiyetimizi ön planda tutarak Ecdadımızdan aldığımız emanetimize sahip çıkacak formüller üreterek gelecek kuşaklara aldıklarımızın üzerine katarak yol almaya devam ediyoruz.
-Şirketinizin yürüttüğü çevre politikalarından biraz bahseder misiniz?
Çevre politikamız Avrupa uyum yasaları çerçevesinde ele alınıp dinamik bir yapı ile aksiyon almaktayız. Lojistik sektörü olarak ilk etapta araç yatırımlarımızı çevre politikalarına uygun olarak değerlendirilip , iş ortaklarımız, çözüm ortaklarımız ve çalışan kadromuz ile çevre politikalarının uygulanması ve geliştirilmesine yönelik eğitimler alarak geliştirmekteyiz.
-Şirketinizin yürüttüğü İSG politikalarından biraz bahseder misiniz?
İsg politikamızın ana felsefesi can güvenliği politikaları ile ele alınmaktadır. Can güvenliği bütün canlıları koruyacak, kollayacak şekilde ele alınmakta olup , mesai başlarken öncelikli olarak can güvenliği ele alınıp mesai bitene kadar ki hedefimiz yapılan işin riskini işe başlarken ve iş bitimine kadar göz önünde bulundurmaktayız. Bilindiği üzere Lojistik sektöründe yapılan hataların maalesef telafisi olmuyor bu yüzden önce eğitim ilkemiz ile yolumuza devam ediyoruz.
-Şirketinizin yürüttüğü İnsan Değerleri politikalarından biraz bahseder misiniz?
Şirketimizde yürüttüğümüz insan değerleri politikamızın ana unsuru, işini sev, sevdiğin işi yap. Mutlu çalışma alanı sağlandığında umutlu ve mutlu bir iş ortaya çıkacaktır.
Bu politikamıza yönelik çalışma ortamının ekip olarak çalışma değerlerini göz önünde bulundurup işe ve güne başlarken gülümseyerek başlamak, en temel insan değeri pozitif enerjiyi sağlamak ve bu enerjiyi yaymaktır.
-Sektörde etik kurallar dışı rekabetler sektöre zarar veriyor bu konu hakkında yorumlarınız nelerdir?
Rekabet sektöre asla zarar vermez, rekabetin temel mantığı hizmet ise şayet, ancak günümüzde sadece fiyat endeksli rekabetler söz konusudur, bu durumda ise maliyetlerimizi birkaç kez gözden geçirip, alternatif çözümler ile rekabetçi fiyatları nasıl elde edebilir ve kazan kazan metodunu nasıl geliştirebiliriz formülleri üzerinde çalışıyoruz.
-Sektörün nitelikli personel bulma konusunda sıkıntıları var çözüm önerileriniz nelerdir?
Nitelikli personel bulmak, arayarak elde edilecek bir çözüm değildir. Şirketin temel felsefesi Nitelikli personel için alaylı ve akademik eğitimleri sağlamak olmalı, sektörün nitelikli personel açığı bir hayli fazla ancak tek çözüm eğitmek ve yetiştirmekten ibarettir. Biz Gürbulak ailesi olarak tamda bunu uyguluyoruz.
Gençlere ve sektöre hevesli arkadaşlara fırsat ve eğitimler vermekten başka çare yoktur.
-Lojistik sektöründe yer alan STK lar için ne düşünüyorsunuz?
Lojistik sektörünün sivil toplum kuruluşları (STK'lar), sektörün gelişimi ve sürdürülebilirliği için hayati bir rol üstlenmektedir. Bilgi paylaşımı, iş birliği teşviki ve sürdürülebilirlik konularında liderlik gibi alanlarda etkinlik gösteren STK'lar, lojistik profesyonellerinin bilgi düzeyini artırarak sektöre katma değer sağlamaktadır. Aynı zamanda, çevresel etkileri azaltmaya yönelik projeleri destekleyerek sürdürülebilir lojistik uygulamalarının yaygınlaşmasına öncülük etmektedirler. STK'lar, politika oluşturma süreçlerine etki ederek sektörün ihtiyaçlarını temsil ederken, toplumsal projelerle de sektörün toplumla daha sağlam bağlar kurmasına katkı sağlamaktadır. Bu nedenle, lojistik sektöründeki STK'lar sektörün evrensel değerlerini, çevresel sorumluluklarını ve toplumsal bağlarını güçlendiren önemli aktörler olarak öne çıkmaktadır.
-Lojistik sektöründe lise ve üniversitelerdeki eğitimler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Lojistik kelimesi sektörümüzde son 20 yıldır kullanılmaktadır, ancak lojistik hizmetine bakıldığında ise ülkemiz kurulduğu günden bugüne hızla gelişmekte ve yenilenmektedir. Eğitimin lise ve üniversite de başlaması da yetmez, ilk ve orta okul seviyesinde ele alınıp ders konusu haline getirilmelidir.
-Lojistik sektörünün geleceği hakkında yorumlarınız nelerdir?
Lojistik sektörü dünyada ve ülkemizde dinamik bir yapıya sahiptir, bu dinamizm her geçen gün hızla gelişmekte ve her sektöre hizmet sağlamaktadır. Dolaysıya alt yapısı sağlam ve güçlü olan ülkeler bölgesinde oyun kurucu firmaları yaratmakta ve yaratacaktır. Bu bağlamda biz gelişime açılan her kapıdan girmeye hazırlıklıyız.
-Son olarak sizin ekleyecekleriniz var mı?
Lojistik sektörü derya / denizdir. Ancak bu deniz / derya dingin değil aksine hırçın ve dalgalıdır. Suyun üstünde durmakta yetmez nefesin yetinceye kadar yüzmek ve ilerlemek gerekir. Yani kısacası Lojistik sektöründe yan gelip, yatmak mümkün değildir.
-Burhan Bey; Değerli vaktiniz için çok teşekkür ederim.
Rica eder ben teşekkür ederim. Sektöre katkınız ve emeğinizden dolayı teşekkür eder, selam ve saygılarımızı sunarım.
Röportaj Recep Koca