Yağmur Özdoğan ile Özel Röportajlar Serisi
Konuğumuz Tüm Konteyner Lojistikçiler Derneği Başkanı Sayın İsmet Atalay
Lojistik sektörü her daim devam edecek olan ölümsüz bir sektördür. Lojistiği sadece taşımacılık, nakliye olarak benimsemek çok yanlış olsa da lojistiğin içinde olmayan kişiler bu tanım ile benimsemektedir. Lojistiğin içinde olunca aldığınız her nefesin bile lojistik olduğunu, lojistiğin sadece taşımacılık değil, hayatın ta kendisi olduğunu anlıyorsunuz. Bir gün herkesin bunu anlayabilmesi dileklerimle.
İsmet Bey, lojistik sektörünün gelişmesi ve sektörde olmak isteyen gençlere ışık olması adına sizlere birkaç soru yöneltmek istiyorum. Sorularımı şu an sizin uyguladığınız yöntemlere dayanarak cevaplayabilirsiniz, şimdiden sektöre verdiğiniz katkılardan dolayı teşekkür ederim.
-Rica etsem kısaca kendinizden bahseder misiniz?
19 Ağustos 1984 ‘te Kars’ın bir ilçesi olan Kağızman’da doğdum. Yaklaşık 25 yıldır bu sektördeyim. Lojistik baba mesleğimdir. Babamdan aldığım bu bayrağı daha da ileri taşımaya çalışıyorum. Bir nevi çekirdekten yetiştik diyebiliriz. Biz ailecek bu sektördeyiz. Yurt içi olmak üzere Avrupa’ya da açılmış bulunmaktayız. En alttan en üste kadar emek emek, büyüyerek çaba vererek çıktım. Bugünkü başarımı buna borçlu olduğumu düşünüyorum. Ayrıca Tüm Konteyner Lojistikçiler Derneğinin de başkanlığını yürütüyorum.
-Firmanızın temel felsefesi nedir?
Maviay Lojistik olarak yurt içi ve yurt dışında iş ortaklarımıza istekleri doğrultusunda doğru zaman, doğru yerde, uygun maliyet ve kalitede, güvenilir hizmet sunmaktır.
-Ekonomik, çevresel ve sosyal boyutu ile sürdürülebilirlik kavramı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sürdürebilirlik deyince ekonomi, çevre ve sosyal boyut ayrılmaz bir bütündür. Ekonomi açısından ele alırsak işletmeler günümüze ayak uydurmak ve durmadan büyümek, gelişmek zorundadır. Böyle işletmeler uzun yıllar ayakta kalabilir. Tabii ki tek basına bu da yetmemektedir. Yanında çevresel ve sosyal kültürel teknolojik gelişmelerle de desteklemek gerekmektir. Biz lojistik sektörü olarak buna önem verip her gün ilerlemekte ve hizmetin en iyisini sunmak için uğraşmaktayız.
-İnsanlık ve gelecek nesiller için çevre çok önemlidir. Şirketinizin yürüttüğü çevre politikaları var mıdır? Var ise biraz bahseder misiniz?
Maviay Lojistik ailesi olarak çalışanlarımızla birlikte beceri, tecrübe bilgilerimizi sürekli geliştirip temiz, yaşanabilir ve sürdürülebilir bir çevre için iş birliği içinde hareket etmek ve çevre bilincini artırmaya yönelik faaliyetlerde bulunmaya çalışmaktayız.
-Can sağlığı ve önemi için iş sağlığı ve güvenliği politikaları oluşturuluyor. Şirketinizin yürüttüğü iş sağlığı ve güvenliği politikalarından biraz bahseder misiniz?
Sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı sunmak için tecrübeli iş güvenlik uzmanları ile çalışmaktayız. Bu doğrultuda tüm çalışanlarımıza iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verip, sağlık tetkiklerinden geçirmekteyiz.
-Şirketinizin yürüttüğü insan değerleri politikalarından biraz bahseder misiniz?
Biz çalışanlarımızın evine mutlu gitmesini ertesi gün işe geldiğinde işini en iyi verimle, huzur içinde idame ettirmesini amaçlamaktayız. Performanslarını değerlendirip, ödül sistemi ile işe bağlılıklarını güçlendirip onların şirkete bağlılığını artırırız.
-Sektörde etik kurallar dışı rekabetler sektöre zarar veriyor. Bu konu hakkında yorumlarınız nelerdir?
Etik kurallar hayatın olmazsa olmazlarıdır. İş içinde olsa, gerçek yaşamda da olsa kurallara uyulmalıdır. Rekabet ederken dürüst ve adil olunması gerekmektedir. Bundan yoksun olan insanlar gerek düşük fiyat politikası gerekse kalitesiz hizmet ile lojistik sektörüne zarar vermektedir. Böylelikle uluslararası camiada ülkemizin lojistik ayağına olan güveni azalmaktadır.
-Her sektörde olduğu gibi lojistik sektöründe de nitelikli personel bulma konusunda bazı sorunlar yaşanıyor. Çözüm önerileriniz nelerdir?
Hiyerarşik sistemi ortadan kaldırmamız gerekmektedir. Çalışanlara adil ve güvenli bir çalışma ortamı yaratmalıyız. Çalışanlarımızın isteklerine ve ihtiyaçlarına kulak asmalıyız. İhtiyaçlarını tespit edip bu doğrultuda ekip olarak onlara destek vermeliyiz.
-Sivil toplum kuruluşları her sektörde olduğu gibi lojistik sektöründe de oldukça önemli bir yere sahip. Lojistik sektöründe yer alan sivil toplum kuruluşları için ne düşünüyorsunuz?
Lojistik sektörü bu bağlamda ülkemizde çok büyük bir yer tutmaktadır. 6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş merkezli ülkemizde derin yaralar açan depremde bunu acı da olsa gördük. Lojistik camiası olarak durum tespitlerinde ve yardımlarda ekiplerimizde gece gündüz demeden çalıştık. Bu anlamda lojistik sivil toplum kuruluşları bu ülke için olmazsa olmazdır.
-Lojistik sektöründe lise ve üniversitelerdeki eğitimler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Eğitimin benim hayatımda yeri büyüktür. Dünya sürekli gelişmekte büyümektedir. Bu yüzden bizden sonra gelecek olan neslin de iyi eğitim almış olması gerekmektedir. Eğiteme naçizane katkıda bulunmak için öğrencilere eğitim için burs verip destekte bulunmaktayım. Fakat lise ve üniversitede verilen lojistik eğitimlerini eksik buluyorum. Firmamıza başvuru yapan gerek stajyerler gerekse yeni mezun öğrencileri bir deneme süzgecinden geçirdiğimizde aldıkları eğitimin vahim olduğunu görmekteyiz. Bu yüzden okullarda verilen eğitim eskiden kalma bilgilere değil gelişen lojistik unsurlarına dayanması gerekmektedir.
-Lojistik sektörünün geleceği hakkında yorumlarınız nelerdir?
Lojistik sektöründe ithalat ve ihracat yapıldığı için dünyayı birbirine bağlayan bir ağ gibidir. Bu ağ o kadar büyüktür ki ülkelerin, ulusların ve kıtaların ekonomisine direkt katkıda bulunmaktadır. Bu yüzden lojistik sektörü ölmez ve günden güne gelişerek büyür.
-Son olarak sizin ekleyecekleriniz var mı?
Sözlerimi tamamlamam gerekirse globalleşen dünyamızda lojistik çok önemli bir yer teşkil etmektedir. Ekonomik açıdan ülkemizi kalkındırıp, başka ülkelere açmaktadır. Ayrıca kurduğumuz Tümkon Lojistikçiler Derneği gibi sivil toplum kuruluşları sayesinde ülkemiz içinde de yardım ve desteklerde bulunarak yaraları sarmayı başarmıştır. Dünya döndüğü sürece lojistik her zaman var olacaktır.
Değerli vaktinizi ayırdığınız için çok teşekkür ederim.
Röportaj: Yağmur Özdoğan