Zamanın derinliklerinde 300 Milyon yıl önce dünya üzerinde sadece bir kıta ve onu çepeçevre saran tek bir deniz vardı.  “Pangea” bütün kıtaların atası dev bir ada ve onun yegâne komşusu, okyanusların atası “Panthalassa”. Bir vakit sonra evren saati için kısa bizler için çok uzun zaman geçer ve bu tek kıta devasa bir güçle hareket ederek yavaş yavaşta olsa bugünkü kıtaları oluşturur.

 Elbette kıtalar oluşup Pangea yok olduktan sonra doğal olarak “Panthalassa”’nın da yok olduğu düşünülür. Burada bizi yanıltan isimleri farklı farklı okyanuslar, birbirinden habersiz iç denizlerin var olmasıdır. Unutulmaması gerekir ki deniz yolculukları kesintisiz olarak yapılmaya devam ettiğinden Panthalassa’nın halen var olmaya devam ettiğini söylersek yanılmış olmayız.  

J.Y. Cousteau “ Deniz insanları bir araya getiren dünyanın en büyük yolculuğudur” diyor.  Deniz tarih boyunca insanlığın en büyük macerası olmuştur. Bu büyük maceraya yeltenenlere karşı deniz kayıtsız kalmaz, dünyasındaki eşsizliklerle cesur insanların bu mavi sınırsızlıkları keşfederken deneyimledikleri zengin anılara bir selam durur.

Gemiler limanlardan ayrıldıklarında sadece kargoları değil aynı zamanda farklı dilleri, farklı renkleri ve binbir hayali de taşır. Yolculuklar insanların algılarında bilgi ve deneyim alışverişinde bulunarak küresel anlamda bir bağ kurmalarını sağlar. Denizin sonsuz mavi örtüsü maceraperestleri çağları aşan bir serüvene davet eder. Farklı kıtaları birbirine bağlayan bu mavi yollar insanları bilinmeyen diyarlara doğru çeker. Bu yolculuklar sadece fiziksel bir hareketi değil aynı zamanda bir ruh yolculuğunu da tetikler.

Elbette denizcilik sadece romantik bir serüven değildir aynı zamanda insanlığın ortak geçmişini, bugününü, yaşam döngüsünün merkezinde ve başlangıcında olması sebebi ile geleceğini de temsil eder.

Bundan böyle bu köşede sizlere denizlerin hikâyelerini anlatmaya çalışacağım. Kimi zaman bir şairin dizelerinde, kimi zaman bir yazarın imgelerinde kimi zamanda kendi anılarımla sizlere ulaşacağım. Pruvamda daima büyük deniz insanları olacak ben ancak onların dümen suyundan seslenebilirim size. Zaman zaman Sadun BORO üstadın Kısmetinin peşinde olacağız zaman zaman Santa Maria’nın güvertesinden ufka bakacağız, zaman zamanda Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin’in izini süreceğiz.

Sürç-i lisan edersem şimdiden affınıza sığınıyorum. İddiamız Derya’da bir su damlası olmaktan öte değildir.

Hadi bakalım; Bismillah halatlar fora. Pruvamız nete, rüzgarımız kolayına olsun.