Bakan Uraloğlu, İTO meclisinde konuştu, sorunları dinledi!

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İstanbul Ticaret Odası (İTO) ocak ayı olağan meclis toplantısına katılım gösterdi. Bakan Uraloğlu konuşmasında, yüz yıllardır medeniyetlere beşiklik eden, dünya ticaretinin merkezi olan İstanbul'un, Türkiye Cumhuriyeti'nin de kalkınma sürecinin tüm aşamalarında ticaretin lokomotifi olduğunu söyledi.

İstanbul'un, Türkiye ekonomisinin kapalı ekonomiden küresel ekonomiye geçiş serüvenine ışık tuttuğunu belirten Uraloğlu, Türkiye'nin uluslararası rekabet gücünün gelişmesi ve ülke ekonomisinin güvenli ve istikrarlı bir ortamda büyümesine yönelik çok önemli çalışmalar yaptığını anlattı.

Uraloğlu, İTO'nun da köklü geçmişinden gelen geleneği ve tecrübesiyle yatırım, istihdam, üretim ve ihracatta İstanbul’un her daim birinci sırada olmasında da büyük rol oynadığına işaret ederek, şunları söyledi: "Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, ülkemizin yatırım, istihdam, üretim ve ihracat yoluyla büyüme ilkelerine bağlı kalarak, başarı hikayeleri yazmayı sürdürüyoruz. Çok önemli hedeflerimizin olduğu Türkiye Yüzyılı'nda Cumhuriyet tarihimizin ihracat rekorunu yeniden kırdık. 2023 yılı ihracatımız yaklaşık 256 milyar dolara ulaştı. İstanbul her zaman olduğu gibi birinci, 59,4 milyar dolarlık ihracat yaparak her yıl olduğu gibi birinciliği sürdürdü. Ekonomik alanda yaşadığımız bu başarılar istikrar ve Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinin tezahürüdür."

 "AVRUPA BİRLİĞİ ÜYELİĞİ ÜLKEMİZ İÇİN STRATEJİK BİR HEDEF OLMAYI SÜRDÜRÜYOR"

Bakan Uraloğlu, kendi alanında yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi.

Türkiye'nin en önemli ticaret ortağı Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilere önem verdiklerini dile getiren Uraloğlu, "Avrupa Birliği üyeliği ülkemiz için stratejik bir hedef olmayı sürdürüyor. Ve AB'nin önümüzdeki yıllarda izleyeceği politikaların merkezinde ‘Yeşil Mutabakat’ politikası yer alıyor. Şüphesiz, ticaretinin yarısına yakınını AB ile gerçekleştiren bir ülke olarak Türkiye'nin sanayisini AB Yeşil Mutabakatı'na yönelik politikalarla bütünleştirmesi, kaçınılmaz bir gereklilik olarak öne çıkmaktadır." ifadelerini kullandı.

Uraloğlu, iş dünyasını Yeşil Mutabakat'a hazırlamak ve bu dönüşümün ticari ve ekonomik yönden ortaya çıkaracağı yeni fırsatları değerlendirmek üzere, özel sektörle yakın temas halinde çalıştıklarını dile getirdi.

"Sürdürülebilir ve Akıllı Hareketlilik Stratejisi ve Eylem Planı"nda, sürdürülebilir ve akıllı taşımacılığın, yeşil denizcilik ve yeşil liman uygulamalarının, demiryolu taşımacılığının geliştirilmesi ile yakıt tüketiminin ve emisyonların azaltılması ve mikro hareketlilik araçlarının kullanımının yaygınlaştırılması hedeflerine yer verdiklerini anımsatan Uraloğlu, bu yöndeki hedeflere ulaşmak için Bakanlığın üst düzey strateji belgeleri ile gerekli mevzuat ve standartları oluşturarak yatırımları yeşil dönüşüm vizyonuna paralel olarak hayata geçirmek için çalıştıklarını anlattı.

Uraloğlu, "Ayrıca ülkemizin Paris Antlaşması’na taraf olması ile birlikte '2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi' ve 'Yeşil Kalkınması Politikası' doğrultusunda kısa, orta ve uzun vadeli stratejik hedef ve eylemlerin belirlenmesi için de çalışmalara başladık. 2053 yılı için hedeflediğimiz sıfır emisyon doğrultusunda ulaşım odaklı sera gazı emisyonlarını sıfıra indirmeye yönelik somut adımlar da atıyoruz." bilgisini verdi.

Bakan Uraloğlu, "Özellikle elektrikli araçların menzilleri ve mevcut şarj istasyonlarının konumları düşünüldüğünde, yolculukların daha verimli hale getirilmesi, şarj ihtiyacını karşılamak üzere katedilen mesafenin optimum düzeye getirilebilmesi ve elektrikli araç kullanımını teşvik etmek amacıyla Elektrikli Araç Şarj İstasyonlarının Uygun Konumlarının Belirlenmesine yönelik projeyi de hayata geçirmekteyiz.

İSTANBUL'UN ÜZERİNDEKİ YÜKÜ HAFİFLETİYORUZ"

Bakan Uraloğlu, Marmaray, Avrasya Tüneli, İstanbul Havalimanı, Çamlıca Kulesi, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Kuzey Marmara ve İstanbul-İzmir Otoyolu ve İstanbul-Ankara Yüksek Hızlı Tren Hattı gibi dev yatırımları hayata geçirerek, İstanbul’u modern ve efektif bir ulaşım altyapısı ile hayallerin ötesinde bambaşka bir noktaya taşıdıklarını, İstanbulluların yaşam kalitesini yükselttiklerini ve İstanbul’u çok kıymetli bir marka şehre dönüştürdüklerini dile getirdi.

Türkiye'nin belli bölgelerine yatırım yapıldığı, özellikle doğu bölgelerinin ihmal edildiğine ilişkin eleştirilere yanıt veren Uraloğlu, "Hiçbir ihmal söz konusu değil, bu yatırımları ülkemiz geneline yaygınlaştırarak, ülkemizin diğer bölgelerine ulaşım yatırımlarını yaparak İstanbul'un üzerindeki yükü hafifletiyoruz." dedi.

AVDAGİÇ İŞ DÜNYASININ GÜNDEMİNDEKİ GELİŞMELERİ DEĞERLENDİRDİ.

Avdagiç, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu'nun konuk olduğu İTO ocak ayı meclis toplantısında yaptığı konuşmada, iş dünyasının gündemindeki gelişmeleri değerlendirdi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan İstanbul’a özel önem vermesinden memnuniyet duyduklarını belirten Avdagiç, şunları kaydetti:

"Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız en vizyoner kurumlarımızdan biri. İstanbul Havalimanı’ndan Marmaray’a, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden 18 Mart Çanakkale Köprüsü ile Osmangazi Köprüsü'ne kadar önemli projeler hayata geçirdiler. Bakanlığımızdan aynı vizyonerliği hiç duraksatmadan sürdürmesini bekliyoruz. Ayrıca bakanımızla birlikte bu çabaların ve projelerin en üst noktaya çıkacağına yürekten inanıyoruz. Türkiye orta yüksek ve yüksek teknoloji üretimini artırmayı başardı. Yüksek katma değerli üretim alanında savunma sanayi bir örnek oluşturdu. Savunma sanayisinde elde ettiğimiz başarıyı, diğer sektörlere de yayınlaştırmalıyız. Bu da yatırımla mümkün olacaktır."

Yeni yılın ilk meclis toplantısında dünya ekonomisinde 2024 yılı beklentilerine dikkati çeken Avdagiç, "Küresel ekonomide 2022 yılında yüzde 3,4 olarak gerçekleşen büyüme oranının, 2023'te belirgin bir yavaşlamayla yüzde 2,9 civarına gerilediği tahmin ediliyor. 2024’te ise Hindistan hariç, hemen bütün önde gelen ekonomilerde son 10 yıllık ortalamaların altında büyüme oranları bekleniyor." değerlendirmesinde bulundu.

"BÜYÜMENİN DAHA ÇOK ÜRETİM VE İHRACATLA İVMELENMESİNİ ARZU EDİYORUZ"

Avdagiç, Türkiye ekonomisinin ise 2023’te yüzde 4-4,5 aralığında büyümesinin beklendiğine işaret ederek, şunları söyledi:"Büyümenin daha çok üretim ve daha çok ihracatla ivmelenmesini arzu ediyoruz. Bunun için de 2024’te ve izleyen yıllarda büyüme hedefimizin, yatırıma ve ihracata dayalı iş, istihdam ve refah oluşturan kapsayıcı büyüme olacağına inanıyoruz. Enflasyonla mücadele için uygulanacak sıkı para ve maliye politikası, öngörüldüğü üzere büyüme üzerinde baskı oluşturabilir ancak, uygulanan seçici kredi politikasıyla birlikte üretim ve ihracata yönelik doğru desteklerin, özellikle kaliteli büyümeye önemli bir katkı sağlayacağına inanıyoruz."

Avdagiç, enflasyonda bu yılın ikinci yarısından itibaren baz etkisinin de desteği ile düşüş eğiliminin öngörüldüğünü, Türk özel sektörünün 2023’te ciddi bir ekonomik başarıya imza attığını söyledi.

İhracatın 2023’te bir önceki yıla göre artışla kapandığını anımsatan Avdagiç, "İhracat yüzde 0,64 artışla 255,8 milyar dolar oldu. İthalatımız ise yüzde 0,51 azalarak 361,8 milyar dolara geriledi. Dış ticaret açığı da yüzde 3,20 düşüşle 106 milyar dolar seviyesine indi. Artırılan Eximbank kredileri, İhracatı Geliştirme AŞ (İGE) finansman kolaylıkları ve selektif üretim desteklerinin de katkısıyla, zayıf seyretmesi beklenen dış talebe rağmen 2024 yılı ihracatından da umutluyuz." değerlendirmesinde bulundu.

Avdagiç, "Artık önümüzdeki dönem, yüksek teknoloji ağırlıklı bir yatırım dönemidir. Bu yatırımlar ihracatımızın çehresini de değiştirecektir. Çünkü bizim için artık geleneksel ürünlerde ihracatı artırmamız yetmez. Yüksek teknolojili ve yüksek katma değerli üretim, önümüzdeki dönemde ihracatımızın ve rekabetçiliğimizin rehberi olmak zorundadır." dedi.

14 Ocak 2024’te İTO'nun 142'nci kuruluş yıl dönümünü kutlayacaklarını hatırlatan Avdagiç, "Dersaadet yani İstanbul Ticaret Odası, 14 Ocak 1882 tarihinde resmen faaliyete başladı. O günden bugüne de sadece İstanbul’un ticareti ve ekonomisi için değil, Balkanlar, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Anadolu’da da üretimin artması için çabaladı. Onlarca yeni odanın kuruluşuna öncülük etti. Ticaretin önündeki engelleri kaldıracak politikalar geliştirdi. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e medeniyet coğrafyamızın gelişip kalkınması için var gücüyle çalıştı. Bugün de aynı coşkuyla çalışmayı sürdürüyoruz." ifadelerini kullandı.

 

 

BAKAN URALOĞLU’NA BİLGİ VERİLDİ

Başkan Avdagiç ve 24. Lojistik Hizmetler Komitesi Başkanı Ercan Karakurt, komite ve meclis üyeleri ile birlikte hazırladıkları sektörün sorunları ve çözüm önerilerini İTO Meclis salonunda dile getirip Bakan Uraloğlu'na ilettiler. Meclis sonrası ise hazırladıkları sorun ve çözüm önerileri dosyasını Bakan Uraloğlu’na elden taktim ettiler. 

 

KISA VADEDE ÇÖZÜLMESİ GEREKEN SORUNLAR:

1-Yetki Belgeleri çok yüksek ücretler ile alınıyor, ancak denetim yetersiz. Bu durum haksız rekabet ortamı yaratıyor

2-Yetki Belgesi sayısı çok fazla, bu durum uygulamada sorunlara neden oluyor. Yetki Belgeleri kapsamları karışıyor ve bir diğerinin işini yapması durumu oluşuyor. 

3-Karayolları Trafik Yönetmeliği Bölüm 8, Madde 128, d fıkrası, 2’nci bendi toplam ağırlıklar ile ilgili açıklama aşağıdaki şekildedir.

“40 ft. boyutunda ISO Konteyner taşıyan iki veya üç dingilli yarı-römorka sahip üç dingilli motorlu araçlarda 44 ton”

4-Antrepolara gelen karayolu komple araçların boşaltılabilmesi için ithalatçıların antrepo beyannamesi vermesi gerekmektedir. Antrepo beyannamesi verilmeyen yükler boşaltılamamaktadır. Bu durum bir nedenle antrepo beyannamesi verilmeyen bir yük için tüm aracın bekletilmesi anlamına gelmekte olup emek, zaman ve kaynak israfına neden olmaktadır. 

5-Türkiye limanlarında ve gümrüklü sahalar içinde kullanılan iş ekipmanlarının kullandığı yakıtta ötv ve kdv alınması içinde bulunduğumuz enflasyonist ortamda maliyetlerimizi artırmakta ve ülke olarak rekabet gücümüzü olumsuz etkilemektedir.

6-RoRo hatları için UAB tarafından mil başına verilen teşvik yeniden değerleme oranında güncellenmemiştir.

7-Ağır Nakliye Taşımacılığı sektörünün 2014 yılında hazırlamış olduğu, Eylül 2022 yılında revize edilen ve öneri ve yorum bildirilmesi için bakanlığımızın internet sayfasında yer alan taslak yönetmelik hala onaylanmadı. Bu durum ek maliyetlere, haksız rekabete ve zaman kaybına yol açmaktadır. 

8-Ülkemiz ulaştırma sektörinde hizmet veren Türk bayraklı gemilerimizin masrafları öngörülemez düzeyde artmıştır. 

Örneğin;

1- Liman çıkış belgesi c code ödemeleri 2022 Yılında 950 TL iken 2023 Yılı artışı 1430 TL gerçekleşmiştir. 2024 Yılında tonaja göre değişiklik göstermekle beraber 10.000/20.000/30.000 TL tutarlarında fiyatlanarak % 600, %1298 ve %1997 oranlarında artış gerçekleşmiştir. 

2- Sağlık hudut ödemeleri ortalama bir gemide 36.000 TL'den 100.000 TL ye yükselerek %186 oranında artış gerçekleştirilmiştir. 

Bahsi geçen artışlar özellikle armatör ve lojistikçilerimizin yabancı firmalarla rekabet gücünü zayıflatmaktadır ( Yunanistan, Ürdün, italya, Mısır vs.). 

9- K3 yetki belgesi olan araçlar evden eve eşya ve ofis taşımacılığında kullanılmaktadır. Bu araçlar özellikle şehirler arası taşıma yaptığında boş dönüş yapmakta bu durum kaynak, emek israfına neden olmaktadır

ORTA VADEDE ÇÖZÜLMESİ GEREKEN SORUNLAR:

1-Karayolu yük taşımacılığı sektörünün can alıcı sorunu yük taşıtı sürücülüğünde yüksek yaş ortalaması ve gençlerimizin bu mesleği tercih etmemesi nedeniyle ortaya çıkan sürücü yetersizliği ve bu mesleği icra eden kadın sürücülerimizin çok az olması 

2-Evden Eve Eşya ve Ofis Taşımacılığı sektörünün can alıcı sorunu operasyon elemanı ihtiyacı için gerekli personel ihtiyacının gençlerimiz tarafından tercih edilmemesi ve personel yetersizliği

3-Uluslar arası taşımacılık yapan araçların çekici ve yarı römork ruhsatlarına firma logosu işletme zorunluluğu yok iken yurtiçi taşımacılık yapan firmaların ruhsatında zorunlu ekletiliyor. Bu hem bir zaman kaybı, hem de bir maliyet yaratmaktadır araçlar için 

4-Karayolu sektöründe uluslararası taşıma yapan Sürücü vizeleri 

5-Karayolu sektöründe görev yapan sürücüler için vize alınan ülke ile ilk giriş yapılan ülkenin farklı olması durumunda (örneğin RoRo hattı ile İtalya’ya giris yapan arac sürücüsünün Almanya vizesi olma durumu) aracın hızlı hareket etmesi veya bir sonraki vize döneminde zorluklar ile karşılaşılmakta ve rekabet gücümüz azalmaktadır. 

6-Karayolu taşımacılık sektöründe araçlarımız için hem trafik sigortası hem de yurtdışı için yeşil sigorta poliçesi düzenliyoruz. Yılın yarısının ülke dişında geçiren araçlarımız için yurtiçinde ödediğimiz bu masraf rekabet gücümüzü olumsuz etkilemektedir. 

7-4925 sayılı Karayolu Karayolu Taşıma Kanunu’nda (KTK) kargo “tek parçada 100 kg ağırlığını geçmeyen, ambalaj ve kap içerisinde olan, küçük boyutlu koli, sandık, paket gibi eşya” olarak tanımlanmıştır. Tanımda geçen 100 kg, bir insanın elle taşıyabileceği paket gönderisi ağırlık sınırlarının çok üstündedir ve insan sağlığına zarar verecek bir ağırlıktır. 

8-6475 Sayılı Posta Hizmetleri Kanunu’nda kargo üst sınırı 30 kg olarak belirlenmiştir.

9-Bu durum hem insan sağlığı için tehlike oluşturmakta hem de haksız rekabete ve iki ayrı meslek grubunun faaliyet alanlarının çakışmasına neden olmaktadır.

10-Ülkemizde bulunan muayene istasyonlarının az olması araç parkurunun verimsiz kullanılmasına ve iş kaybına neden olmaktadır.

11-Hizmet sağlayıcı online platformlarda lojistik hizmetlerin verilmesine yönelik çözümler sunulmaktan ancak bu platforma kayıt yapılırken hizmeti gerçekleştiren firmanın yürürlükteki yönetmeliklere uygun yetki belgeleri aranmamaktadır. Bu durum haksız rekabet ortamına ve güvenlik sorunlarına neden olmaktadır.

12-Normal K3 belgesi almak için minimum taşıma kapasitesi 35 ton ve bu tonajı sağlayacak araç sayısı kısıtı söz konusu iken “Yıldızlı K3” belgesi tek araç için ve herhangi bir tonaj kısıtı olmadan alınabilmektedir. Şahıs firmaları sahip oldukları bir araç için aldıkları bu belge ile her türlü taşıma hizmeti vermektedir. Normal K3 belgesi firmaların yarattığı istihdam ve yaptığı yatırım ile karşılaştırıldığında yıldızlı K3 belgesi haksız rekabet ortamına neden olmaktadır.

13- 

UZUN VADEDE ÇÖZÜLMESİ GEREKEN SORUNLAR:

1-6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremi sonrası öncelikle o bölgede bulunan ve zarar gören liman,terminal,depo vb. Yapıların deprem yönetmeliğine göre yeniden inşaası ve denetimlerin yapılması lojistik sektörünün sürdürülebilir hizmetinde çok önemli yer tutmaktadır.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’da verilen dosyada yer alan kısa, orta ve uzun vadeleri sorunların çözüm önerileri de İTO 24.Meslek Komitesi tarafından belirlenerek iletildi.  

VERİLEN DOSYADA YER ALAN YATIRIM PROJELERİ İSE ŞU ŞEKİLDE YER ALDI

1- Akdeniz ve Kuzey Avrupa bölgesinde milli ve yerli konteyner hat işletmeciliği kurulmalı ve işletilmeli 

2 - Türkiye – İran arasında 45’ pwhc konteynerler ile blok tren işletmeciliği hattı kurulmalı 

3 - Halkalı – Selanik arasında düzenli RoLa tren işletmeciliği hattı kurulmalı 

4 - Yurtiçinde demiryolu taşımacılığı desteklenmeli 45 pwhc konteynerin kullanımı için yatırım yapılmalı, vagon parkı buna uygun hale getirilmeli  

5 - Karadeniz’de Romanya RoRo hattı kurularak zaman zaman kara sınır kapıları geçişinde yaşanan yoğunluklar nedeni ile kaybedilen zaman telefi edilmeli ve ihracat desteklenmeli 

6 - Akdeniz’de Mısır RoRo hattı kurularak Afrika’ya ve Ortadoğu bölgesine yapılan ihracatımızda hız ve rekabet gücünün artırılması sağlanmalı 

7 - AB Yeşil Mutabakat paralelinde yenilenebilir enerji ile çalışan çekici, gemi, tren, uçak vb. yatırımları yapacak firmalarımız için teşvik sistemi oluşturulmalı, Finansal kaynağa ulaşım kolaylaştırılmalı 

8 - Lojistik hizmetin içinde önemli paya sahip taşımacılık alanında araç sahibi (TIR, çekici, kamyon, kamyonet vb) firmaların ikinci el araçlarını yenilerken ÖTV alınmama imkanı sağlanmalı

9- Türkiye’nin en yoğun karayolu gümrüğü olan Muratbey’e yakın bir RoRo liman oluşumu planlanmalıdır.Bu sayede uluslararası yük taşıyan araçların kent lojistiğine dahil olmaması çevre kirliliğine daha az etki etmesi ve taşıma sürelerine hız kazandırılarak rekabet gücümüzün artırılması sağlanmalıdır.

10 - Büyükşehir Belediyelerine kent çeperlerinde lojistik aktarma/dağıtım merkezi olarak kullanılması amacıyla alan tahsisi planlanmalıdır. Lojistik Merkez planlamalarında ulusal ve uluslararası taşıma koridorları ve zorunlu geçiş rotaları üzerinde bu merkezlerin planlanması önceliklendirmelidir. 

11- Yurtiçinde ve yurtdışında haksız rekabet oluşturan uygulamaların ortadan kaldırılması amacıyla Almanya’da bir uygulama örneği bulunan BAG Modeli "Ulaştırma Polisi/Müfettişliği" ile “Ulaştırma Mobil Denetim Ekibi” sistemi kurulması, ayrıca Ulaştırma Hizmetleri Denetim Yönetmeliği’nin öncelikle yabancı araçları kapsayacak şekilde yakın zamanda başlatılan uygulamanın yaygınlaştırılması önem arz etmektedir. 

12- Sektörde hizmet bedellerinin nihai ithalat ve ihracatçı firmalarımız tarafından talep edilen ödeme vadeleri önemli bir finansal yük yaratmaktadır. Ülkemizde faaliyet gösteren yabancı uyruklu firmaların aldıkları lojistik hizmet aynı olsa da örneğin Fransa’da 30 günde ödeme yaparken Türkiye’de 180 gün gibi bir ödeme vadesi uygulayabilmekte ve bunu resmi olarak beyan edebilmektedir. Bu tarz firmalar için 90 günlük ödeme vadesi kısa bir süre olarak ifade edilmektedir. Sektörün faizsiz banka kuruluşu kimliğine dönüştüren bu uzun süreli ödeme vadesi ilgili kanun maddesi çerçevesinde sıkı bir şekilde takip edilmeli ve özellikle ülkemiz lojistik hizmet sağlayıcılarının diğer ülkeler ile aynı standartta ödeme almaları sağlanmalıdır.

13- AB tarafından uygulamaya alınan Emisyon Ticaret sistemi kapsamında ödenen ek maliyetler mütekabiliyet çerçevesinde ülkemize gelecek hava, kara ve denizyolu aracları için aynı düzeyde uygulanmalıdır

14- Ülkemizin sahip olduğu coğrafi konumu, günümüzün İpek yolu projesi olan Kuşak Yol İnsiyatifi içerisindeki yeri ve önemi çok büyüktür. Bu özellliği ile ülkemiz Çin -Avrupa ve Çin-Kuzey Afrika güzergahları için en kısa mesafe olan Orta Koridor üzerinde vazgeçilmezdir. Son yıllarda tanık olduğumuz Rusya-Ukrayna savaşı sonrasında daha bir önemli hale gelen Kuşak Yok İnsiyatifi Orta Koridor operasyonlarının iyileştirilerek kapasite artırımının ülkemizin faydasına olacaktır. 

Bu hat üzerinde yer alan Hazar Denizi geçişinde modern bir RoRo ve Rail Ferry işletilmesi için ortak girişimler yapılmalı ve ülkemiz bu projelerde paydaş olarak yer almalıdır. Bu kapsamda uluslararası ticarette ve taşımacılıkta intermodal ve multimodal taşımacılık sistemleri teşvik edilmelidir.

15- İstanbul havalimanının transit merkez olmasının sağlanmasına yönelik projeler geliştirilmelidir. Ülkemizin sahip olduğu coğrafi avantajının hem transit ticaretin hem de transit taşımacılığın gelişmesinde büyük fayda sağlaması için politikalar oluşturulmalıdır. 

Bu kapsamda uluslararası ticarette ve taşımacılıkta intermodal ve multimodal taşımacılık sistemleri teşvik edilmelidir.

16- Ulusal kanallarda lojistik hizmet alan paydaşları bilinçlendirmek adına kanun ve yönetmelikler çerçevesinde yetki belgeleri ile hizmet sağlayan firmaların tercih edilmesine yönelik kamu spotlarının hazırlanarak yayınlanması hem haksız rekabet ortamının önüne geçecek hem de verilen hizmetin liyakatlı yetkin ve kanuna uygun hareket eden hizmet sağlayıcılar tarafından verilmesini sağlayacaktır.

17 - Karayolu ile eşya taşımacılığı sektöründe daha sağlıklı ve net verilere ulaşılabilmesi amacıyla UETDS sistemi yerine, elektronik sevk evrağı (e-sevk irsaliyesi, e- CMR) sistemi üzerinden verilerin alınması usulsüz taşımaları engelleyecek ve sektördeki haksız rekabeti önleyecek ve teslimat süresini kısaltacak ve iş yükünü azaltacaktır.

18 - Ulusal ve uluslararası taşıma koridorları üzerinde yük taşıyan araç sürücüleri yol kenarında, benzin istasyonu park alanlarında dinlenmekte ve araçlarını park etmektedir. Bunun yerine konaklama, duş alabilme, iaşe vb. ihtiyaçların karşılanabildiği modern park alanları oluşturularak kaza risk oranları en aza indirilmelidir

19- Afet Lojistik Koordinasyon Kuruluna Afet planlarında yer verilerek sektör paydaşlarının Afet dönemlerinde hızlı bir şekilde sorumluluk alması ve görevlendirilmesi sağlanmalıdır. 

20 - Ülkemizdeki tüm limanların ve Organize Sanayi Bölgelerinin demiryolu bağlantısı sağlanmalı, intermodal taşıma modları desteklenmeli, çevreci ve minimum maliyetli taşıma sistemleri ile ülkemizin dış ticaretteki rekabet gücü artırılmalıdır.