TÜMKON olarak, 6 Şubat sabahı yüzyılın en büyük felaketiyle uyandığımızda, deprem
bölgesindeki insanlara yardım etmek için hızla harekete geçtik. Afet Koordinasyon Merkezi'nden gelen çağrıyla derhal toplandık, çünkü ülkenin güneyinde geniş bir coğrafyada meydana gelen bu afette lojistik desteğe ihtiyaç vardı. İlçe kaymakamımız ve belediye başkanımızla bir araya gelerek neler yapabileceğimizi görüştük. Ardından, derneğimize dönerek tüm
yöneticilerimize bu afette önemli bir rol düştüğünü ve sadece ellerimizi değil, tüm gücümüzü ortaya
koymamız gerektiğini ilettik.
Yöneticilerimizin de bizimle aynı düşüncede olduğunu gördük ve bu doğrultuda bir seferberlik ilan ettik.
Yardım faaliyetlerimize ilk olarak
Beylikdüzü Kaymakamlığı ve
belediyesinin topladığı yardımları sevk ederek başladık. Daha sonra çeşitli kamu kuruluşları, sivil toplum
kuruluşları ve ticari kuruluşların yardım malzemelerini taşımak için 800'e yakın araç sağladık. Bu araçlar ücretsiz olarak deprem bölgesine yardımların ulaşması için kullanıldı. Ancak, hava şartlarının kötü olması nedeniyle bazı dağ köylerine
yardımların ulaşamadığını öğrendik. Bu durum karşısında kendi
üyelerimizin desteğiyle topladığımız
2 tır dolusu erzak ve 3 off-road araç ile 10 yöneticimizle birlikte 16 Şubat'ta deprem bölgesine doğru yola çıktık. Bölgeye vardığımızda, afetin
beklediğimizden daha büyük
olduğunu gördük. Yaklaşık 4 gün boyunca bölgede kalarak erzakların dağıtımını bizzat gerçekleştirdik. Daha sonra tekrar bölgeye yardım
malzemelerinin sevk
organizasyonlarını yapmak üzere geri döndük, ancak zihnimiz ve
ruhumuz hala bölgede kalmıştı. İletişimimizi sürdürdüğümüz yeni ailelerimiz olduğunu öğrendik ve ihtiyaçların devam ettiğini duyduktan sonra 17 Mart'ta 10 yönetici
arkadaşımızla birlikte ikinci kez
bölgeye hareket ettik. Üyelerimizin bağış ve destekleriyle topladığımız
2 tır dolusu erzak malzemelerini
kendi ellerimizle gidilemeyen ve ulaşılamayan bölgelere dağıttık.
Bu süreçte lojistiğin hayatta ne kadar önemli olduğunu bir kez daha
deneyimledik. Belki de lojistik, sektör dışındakiler için sadece taşıma anlamına gelir. Ancak lojistik, sadece taşımadan ibaret değildir. Bu süreçte depolama, organizasyon, taşınan ürünün aciliyetine göre hava,
deniz veya kara taşımacılığı gibi birçok önemli faktörü yönetmek
gerekmektedir. Hem pandemi
döneminde hem de bu deprem
felaketinde gördük ki havaalanları tahrip olduğunda hava taşımacılığı
aksayabiliyor. Deniz ulaşımının ise zaman maliyeti olduğunu göz önünde bulundurarak, kara taşımacılığı her zaman tercih edilen yöntem olmuştur. Bizler, bu sektörün temsilcileri olarak, bu tür afet durumlarında devletimizin ve milletimizin yanında olmaya
her zaman hazırız.
Yaşadıklarımızı ve duygularımızı en iyi şekilde ifade etme fırsatı veren Container dergisine teşekkürlerimizi sunarız.
bölgesindeki insanlara yardım etmek için hızla harekete geçtik. Afet Koordinasyon Merkezi'nden gelen çağrıyla derhal toplandık, çünkü ülkenin güneyinde geniş bir coğrafyada meydana gelen bu afette lojistik desteğe ihtiyaç vardı. İlçe kaymakamımız ve belediye başkanımızla bir araya gelerek neler yapabileceğimizi görüştük. Ardından, derneğimize dönerek tüm
yöneticilerimize bu afette önemli bir rol düştüğünü ve sadece ellerimizi değil, tüm gücümüzü ortaya
koymamız gerektiğini ilettik.
Yöneticilerimizin de bizimle aynı düşüncede olduğunu gördük ve bu doğrultuda bir seferberlik ilan ettik.
Yardım faaliyetlerimize ilk olarak
Beylikdüzü Kaymakamlığı ve
belediyesinin topladığı yardımları sevk ederek başladık. Daha sonra çeşitli kamu kuruluşları, sivil toplum
kuruluşları ve ticari kuruluşların yardım malzemelerini taşımak için 800'e yakın araç sağladık. Bu araçlar ücretsiz olarak deprem bölgesine yardımların ulaşması için kullanıldı. Ancak, hava şartlarının kötü olması nedeniyle bazı dağ köylerine
yardımların ulaşamadığını öğrendik. Bu durum karşısında kendi
üyelerimizin desteğiyle topladığımız
2 tır dolusu erzak ve 3 off-road araç ile 10 yöneticimizle birlikte 16 Şubat'ta deprem bölgesine doğru yola çıktık. Bölgeye vardığımızda, afetin
beklediğimizden daha büyük
olduğunu gördük. Yaklaşık 4 gün boyunca bölgede kalarak erzakların dağıtımını bizzat gerçekleştirdik. Daha sonra tekrar bölgeye yardım
malzemelerinin sevk
organizasyonlarını yapmak üzere geri döndük, ancak zihnimiz ve
ruhumuz hala bölgede kalmıştı. İletişimimizi sürdürdüğümüz yeni ailelerimiz olduğunu öğrendik ve ihtiyaçların devam ettiğini duyduktan sonra 17 Mart'ta 10 yönetici
arkadaşımızla birlikte ikinci kez
bölgeye hareket ettik. Üyelerimizin bağış ve destekleriyle topladığımız
2 tır dolusu erzak malzemelerini
kendi ellerimizle gidilemeyen ve ulaşılamayan bölgelere dağıttık.
Bu süreçte lojistiğin hayatta ne kadar önemli olduğunu bir kez daha
deneyimledik. Belki de lojistik, sektör dışındakiler için sadece taşıma anlamına gelir. Ancak lojistik, sadece taşımadan ibaret değildir. Bu süreçte depolama, organizasyon, taşınan ürünün aciliyetine göre hava,
deniz veya kara taşımacılığı gibi birçok önemli faktörü yönetmek
gerekmektedir. Hem pandemi
döneminde hem de bu deprem
felaketinde gördük ki havaalanları tahrip olduğunda hava taşımacılığı
aksayabiliyor. Deniz ulaşımının ise zaman maliyeti olduğunu göz önünde bulundurarak, kara taşımacılığı her zaman tercih edilen yöntem olmuştur. Bizler, bu sektörün temsilcileri olarak, bu tür afet durumlarında devletimizin ve milletimizin yanında olmaya
her zaman hazırız.
Yaşadıklarımızı ve duygularımızı en iyi şekilde ifade etme fırsatı veren Container dergisine teşekkürlerimizi sunarız.