Eylül ayı hızla yaklaşırken, okul hazırlıkları da yavaş yavaş başlıyor. Ağustos-Eylül ayları okulların yeni eğitim öğretim yılına hazırlandıkları dönemler. Bu süreçte okulların boyasından lavabolarına, etkinlik alanlarından fiziki donatılarına kadar tüm fiziksel ve mimari eksiklikler gözden geçirilerek giderilir. Yine bu dönem okulun en büyük gücü olan öğretmenlerin eğitim müfredatına, proje ve okul politikalarına göre yeni bilgi ve konseptlerle motive edildikleri hazırlık günleridir. İyi bir okul oluşturmak herkesin ilk hedefidir. Peki iyi bir okul nasıl oluşur?
İyi Bir Okul Güvenli Bir Okuldur!
Öncelikle okul güvenliğini sağlayamayan bir okul, temel işlevi olan eğitim ve öğretimde istenen düzeye ulaşamaz. Türkiye’ye baktığımızda ise okulların eğitim ve öğretim kadar güvenlik süreçlerine önem vermemeleri üzerinde önemle durması gereken bir olgu.
Her eğitim yılı yeni ve yaşamsal sorunlarla başlar. Bu dönemde öğrencilerin kendilerini mutlu ve güvende hissedecekleri bir güvenli okul ikliminin yaratılması ilk öncelik olmalıdır. Bu açıdan öncelikle aile, öğrenci ve okul işbirliğinin etkinleştirilmesinin çocukların yeni eğitim yılına başlama sürecinde olumlu etkisi olacaktır.
Okul Güvenliği Neden Önemli?
Okul güvenliği işte bu noktada daha fazla önem taşıyor. Ülkemizin koşulları, okulların güvenliğinin eğitimcilerle birlikte bu alanın profesyonelleri tarafından ele alınmasını gerektiriyor.
Eğitim sisteminin temel taşı okullarda, etkili bir eğitim sürecinin gerçekleştirilmesi birçok okul bileşeninin birbiri ile kurdukları uyumlu ve etkin işbirliğine bağlı. Okul ortamını güvenli kılan etmenlerin başında ise okul paydaşlarının kendilerini mutlu ve güvenli hissettikleri bir okul ikliminin varlığı geliyor. Okul paydaşlarının motivasyonu, olumlu iletişimleri ve işbirliği okul iklimini oluşturan en önemli konu başlıkları.
Okul güvenliği ailede başlar!
Özellikle aile içi şiddetin yaygın olarak yaşandığı ortamlarda büyüyen çocuklar gözlemledikleri davranışları okul ortamına taşıyarak yeni sorunlara neden olabilmekte. Sosyo-ekonomik durumu, eğitim düzeyi düşük ve şiddet riski bulunan aile ortamlarında büyüyen çocukların yaşadıkları olumsuzlukları okulda, servislerde ve sınıflarda akranlarına yönelterek eğitim sürecini etkileyebildikleri gözlemleniyor.
Öğrenciler okullarının güvensiz olduğunu düşünüyor!
Bu noktada Okul Güvenliği araştırması bizlere okullarda yaşanan şiddetin düzeyini anlayabilmemizde önemli veriler sunuyor. Okul Güvenliği araştırmasına göre öğrencilerin %11’i okulunda kendini güvende hissetmiyor. Güvende hissetmemesinin ise birçok sebebi var. %28’ine göre okullarında şiddet olayları, %34’üne göre akran zorbalığı, %40’ına göre okul eşyalarına zarar verme, %22’sine göre hırsızlık olayları yaşanıyor. Dahası %31’i okullarında onları rahatsız eden ve kötü davranan gruplar olduğunu ifade ediyor.
Okullarda zararlı madde kullanımı çocuklarımızın geleceği için risk oluşturuyor!
Madde kullanımı dikkat çeken acı bir gerçek haline dönüştü. Araştırmaya katılan öğrencilerin %17’si okulun yakınında sağlığa zararlı madde kullanıldığını düşünüyor. Madde kullanımı yaşı maalesef giderek düşmekte ve okul odaklı önleme çalışmaları bu noktada giderek önem kazanmakta.
Öğrenciler için okul yolu ve servisler daha güvenli olmalı!
Bir diğer önemli sorun ise okul yolu ve servislerle ilgili problemler. Öğrencilerin % 12’sine göre servis şoförü ve servis rehberi serviste bulundukları sırada güvenliklerini istenilen şekilde sağlayamamakta. %16’sına göre ise okul yolu güvensiz. Servislerde görülen olaylar ile ilgili yaptığımız araştırmada ise servis araçlarının giriş-çıkış saatlerine uymamasının büyük bir problem olduğu göze çarpıyor. Bu problemi servis şoförlerinin hız sınırına ve trafik kurallarına uymaması takip ediyor.
Bir okulun Güvenli bir okul olabilmesi için olmazsa olmaz 10 şart!
- Güvenli bir okul ortamı için öncelikle okul bina ve eklerinin tasarımı güvenli olmalıdır.
- Güçlü bir “Okul Güvenlik Yönetimi” bulunmalıdır.
- Okul güvenliğini sağlamaya ve sürdürmeye yönelik politikalar tutarlı olarak uygulanmalıdır.
- Kapsamlı Acil Durum ve Kriz Yönetimi oluşturulmalıdır. Okul paydaşlarına şiddet, zorbalık, vandalizm, bağımlılık ve acil durumlara ilişkin bilinç kazandırılmalıdır.
- Öğrenci davranışları ile ilgili kurallar açık ve net bir şekilde tanımlanmalıdır. Kurallar eşit ve tutarlı olarak uygulanmalıdır. Okul- aile-toplum iş birliği en üst düzeyde sağlanmalıdır.
- Okul Risk Haritaları Hazırlanarak Tüm Eksiklikler Giderilmelidir. Riskleri öngörmeden ve bilmeden önlem alınamaz, en iyi savunma fark etmektir.
- Okul ve çevresinden kaynaklanan riskler belirlenerek gerekli önlemler alınmalı ve düzenlemeler yapılmalıdır. Özellikle ziyaretçi ve giriş-çıkış güvenliği kayıt ve kontrol mekanizmaları oluşturularak sağlanmalıdır.
- Okulda güçlü bir liderlik ve kendini işine adamış okul paydaşlarının olduğu yönetsel bir yapı bulunmalıdır.
- Güvenli ve olumlu bir okul iklimi sağlanmalıdır. Akademik ve sosyal başarıya odaklılık esas alınmalıdır.
- Okul paydaşlarının okula bağlılığı ve aidiyet duygusu üst düzeyde olmalıdır.
Sonuç olarak Türkiye’nin koşulları güvenlik uygulamalarını ve farkındalığını bizim için zorunlu kılmakta. Unutmayalım ki riskleri ortaya koymak karamsarlık üretmek değil, çocuklarımızın güvende olmaları için önlemler alınmasına ve hazırlık yapılmasına fırsat yaratmaktır. Ancak bu gerçeği görerek hareket ettiğimiz sürece, çocuklarımızın güvenliğini sağlayabiliriz.
Osman ÖZTÜRK
40 yıllık mesleki deneyime sahip olan emekli 1. Sınıf Emniyet müdürü Osman Öztürk, Türkiye’de İl Emniyet Müdürlüğü görevleri yaptı. ABD Washington Büyükelçiliği’nde güvenlik alanında inceleme ve denetleme görevinde bulundu. ABD'de 8-12 Temmuz 2002 tarihleri arasında A.B.D. Dışişleri Bakanlığı'nın düzenlediği 'Terör Olaylarında Üst Düzey Kriz Yönetimi seminer , sonrasında ABD üniversitelerinde ve Avrupa’da AB sürecinde ilgili seminerlerde ve çalışma programlarında konuşmacı olarak yer aldı.
İl Emniyet Müdürlüğü görevleri sırasında bir çok önemli projeyi faaliyete geçiren Öztürk bir çok önemli alanda toplum destekli polislik projelerini Türkiye'de ilk defa uygulamaya geçiren Emniyet Müdürü olarak bilinmektedir. Polisin önleyici ve koruyucu görevlerini pro-aktif bir yaklaşımla etkinleştirerek görev yaptığı illerde suçları önlemede ve azaltmada başarılı olmuş ve çok sayıda takdirname ve taltifle ödüllendirilmiştir. Bir çok önemli Asayiş ve Terör operasyonunu sevk ve idare etmiştir. Kendi isteğiyle emekliye ayrılarak CSG-City Security Group Özel Güvenlik Şirketi’ni kurarak iş hayatına atıldı. Türkiye’de Özel Vakıf Üniversitelerinde açılan ilk Özel güvenlik önlisans programını Bahçeşehir Üniversitesi’nde faaliyete geçirerek yöneticisi olan Öztürk, Türkiye’de akademik yapıya sahip özel güvenlik konsepti oluşturmak için büyük çaba gösterdi. Öztürk, Bahçeşehir Üniversitesi Özel Güvenlik Bölümü Direktörü ve Öğretim Görevlisi olarak görev yaptı. Özel güvenlik teşkilatının AB normlarına uyum çalışmalarında yer aldı.
AB sürecinde Özel Güvenlik Sektörüne Bakış ve Uygulamaları konusunda İçişleri Bakanlığı ve Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakultesi işbirliği ile yapılan çalışmalarda yeraldı. 2014 yılında ABD-City University of New York (CUNY) Newyork -John Jay College of CriminalJustice’da Newyork Police Müdürlüğü yöneticilerine “Türkiye’de Terör Deneyimleri” konulu terör deneyim ve stratejilerini açıkladığı konferans verdi.
Osman Öztürk, Türkiye’de Güvenli Okul Projesinin mimarı olarak bilinmektedir. Güvenli Okul, Okul Güvenliği ve Güvenli Okul İklimi konusunda yayınlanmış makaleleri ve araştırmaları bulunmaktadır. CSG-Bahçeşehir Üniversitesi işbirliğiyle Türkiye’de okul güvenliği alanında yapılan ilk akademik ölçek olan Güvenli Okul İklimi ölçeğinin hazırlanmasını gerçekleştirmiştir.
Aynı zamanda şair, yazar ve güftekar olan İstanbul Sanat ve Kültür Derneği Onursal Başkanı Öztürk, Mayıs 2020 tarihinde İtalya De Finibus Terrae Derneği tarafından “Dünya halklarının kültürlerine uluslararası düzeyde bir kültür buluşturuculuğu” adı altında verilen özel ödüle, İtalya’da; Nobel Ödülü sahibi ünlü İtalyan şair Eugenio Montale adına düzenlenen ve 26 yıldan bu yana seçkin şairlere layık görülen “Uluslararası Ossi Di Sepphia Premio 2020 Şiir Ödülü”ne, İtalya’da 25 yıldır önemli hukuk ve devlet adamlarına ödül veren, 2019 yılında ilk kez uluslararası boyutta edebiyatçılara ödül düzenleyen saygın STK kuruluşu "TULLİOLA - RENATO FİLİPPELLİ 2019" ödülünü, İtalya’da yapılmakta olan Uluslararası Şiir Yarışması “Vitruvio Ödülü 2018” kapsamında PREMIO VITRUVIO ödülüne layık görülmüştür. İtalya Parlamentosunda gerçekleştirilen ödül töreninde ödüllerini almıştır. Altın düşünce Altın Kalem Ödülü almıştır. 2020 yılında Romanya-Türkiye İşbirliği kapsamında Romanya Hükümeti ortaklığı ile ‘’Kardeş Kıyılar’’ AB projesi ve Bükreş Ulusal Radyo’da Klasik Müzik Konseri ve Sergi etkinliği gerçekleştirdi. 7-11 Ağustos 2022 tarihleri arasında Romanya-Bükreş’te Romanya Bükreş Üniversitesi ve Romanya Ulusal Edebiyat Müzesi ile toplantılara katılmış ve Türkiye-Romanya arasında şiir, edebiyat ve sanat festivalleri ve projeleri yapılması konusunda mutabakat sağlamıştır.