Lojistik sektörü benim için beklenmeyen ve üzerinde daha önce düşünülmemiş bir plandı. Bilkent Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümü mezunuyum. Lojistik sektörü ile üniversitenin kariyer yönlendirme etkinliklerinden birinde tanıştım. Bölümde okurken akademisyenlik kariyeri düşünüyordum fakat asıl istediğim farklı operasyonel süreçleri olan, zaman yönetimi yaptıran ve sonuç odaklı bir meslekti. O süreçte lojistikle tanıştığımda buna uygun olabileceğini hissetmiştim. Ve öyle de oldu.
1995 yılında, okulu bitirdikten bir hafta sonra lojistik dünyasının içine girdim. 2002 yılından beri aile şirketimiz ATC Grup Uluslararası Nakliyat ve Ticaret Limited Şirketi’nde Genel Müdürlük görevi yapmaktayım. Üzerinden 29 sene geçti. Bu sürede, sektörün çok farklı evrelerine, gelişim süreçlerine tanık oldum ve olmaya devam ediyorum. Fakslardan, telesekreterlerden dijital dönüşümün yaşandığı bir çağa geldik. Her gün biraz daha gelişen ve hem dünyayı hem de sektörü ileriye taşıyacak dijitalleşme sürecinin içinde olmak heyecan verici. Lojistik sektörü; aktif, dinamik, her daim hareketle dolu bir alandır. Onunla beraber sürekli gelişmeniz ve hedef belirleyici bir yapınızın olması gerekiyor. Ayak uydurmak, sektörün gelişimi takip etmek oldukça önemli. Lojistik sektörü pek çok krizle karşı karşıya kalmış ve bu krizleri atlatmış bir sektördür. Sektör de uzun zamandır var olan biri olarak yineleyebilirim ki, krizi doğru yönetebilirseniz, büyürsünüz. Elbette temkinli olmak lazım ama bunu yaparken de çözüm üreten tarafta olmak gerekiyor. Aynı zamanda sektörde zaman yönetimini yapmakta çok önemli bir konu. Zaman yönetimi konusunda da başarılı olduğumu söyleyebilirim. Bu alanda gelişmek ve ilerlemek istiyorsanız başta literatür taramayı tavsiye ediyorum. Bu sizin yetkinliğinizi artıracaktır. İyi bir dinleyici olmak ve soru sormaktan asla geri kalmayıp pes etmeden devam etmek her zaman yol haritanızda olmalı.Lojistik sektörünün en az diğer mesleklerde olduğu gibi zorlukları elbette var. Lojistik sadece kadınlar için değil, erkekler için de çok zor bir sektör ki bence kadınlar bu alanda daha avantajlı. Detaycılık, planlı hareket etme, hızlı karar alıp hayata geçirme, sonuç odaklı olma, takım çalışmasına yatkın olma gibi vazgeçilmez özelliklerimiz, tüm bunları zorunlu kılan sektör için kadını ön plana çıkarıyor. Ben, bu alanda ve hatta genel olarak kadınları daha becerikli buluyorum. Kendim için de sektörde bu kadar uzun süre var olabilmemin ve yükselişimdeki temel avantajın kadın olmamdan kaynaklı olduğunu söyleyebilirim. Kaldı ki, çoğu zaman eleştiri konusu olan kadının “anaç” tarafının sorunu çözmede büyük bir etkisi var. Biz, bu tarafımızla problem yaratmayı ya da büyütmeyi değil, sorunu çözmeyi sağlıyoruz. İş hayatına erken yaşta atılmış bir kadın olarak gözlemlerime göre ve araştırmaların da ortaya koyduğu üzere kadın sayısının üst düzey görevlerde özellikle C-Level kademesinde artması şirketlerdeki kârlılığı artırıyor ve şirketler sosyal sorumluluk açısından daha fazla öne çıkıyor. Bir kadın ve bir iş insanı olarak her zaman kutup yıldızım; çözüm odaklı düşünmek, kolektif çalışmanın gücüne ve tek ses yerine çok sesliliğin yaratıcılığına inanmak oldu. İş dünyasında kadınların önüne koyulan bariyerlerin başarma azmimin, çalışma coşkumun önüne geçmesine izin vermedim. Salt kariyer odaklı düşünmek yerine kariyer yolculuğumu denge ve eşitlik üzerine kurgulama gayretinde oldum. İş dünyasındaki başarı cinsiyet ile ilgili değildir. Detaydan çıkıp ağacı değil ormanı gördüğünüzde sorunun da olmadığını göreceksiniz. Eğer bir problem varsa ve danışacaksanız, çözüm öneriniz de olmalı. Hepimiz mutlaka çözümün bir parçası olmak zorundayız. Kadın olarak bizlerin iş hayatında başarılı olmamız hem toplumsal hem de ekonomik açıdan oldukça bir önem taşımakta. Kadınların iş dünyasında liderlik rollerini üstlenmeleri, genç kızlara ve topluma genel olarak ilham verir. Kadınlar potansiyellerini tam olarak kullandıkları taktirde cinsiyet ayrımı gözetmeksizin hem iş hayatına teşvik sağlarlar hem de söz sahibi olabileceklerini gösterirler. Kadınların iş dünyasında olması iş gücünün çeşitliliğini arttırdığı gibi şirketlerin rekabet gücünü de arttırır. Bu da her sektör için büyük bir öneme sahiptir. Kadınların kendi yeteneklerini keşfedip liderlik potansiyellerini ortaya çıkartmaları ve bulundukları sektörde söz sahibi olmaları kendilerine bağlıdır. Elbette lojistik sektöründe geleneksel erkek egemen bir alan olarak kabul görmüş bir algı vardı. Fakat gelişen ve ilerleyen dünya da bu sorunlar artık oldukça azaldı. Asıl sorun bu algının aşılamıyor olması. Kadınlar sektörde ki başarılarını ve saygınlıklarını kendi yeteneklerini kullanarak gösterebiliyor. Lojistik dünyasında aktif rol oynayan kadınları artık fazlasıyla görüyoruz. Tüm süreçleri etkin bir şekilde yönetilebiliyoruz. Bu da sektörde ki erkek egemen algısının kırılmasına ve sektörün hem cinslerimiz için umut vaat etmesini sağlıyor. Son yıllardaki kadınların lojistikteki varlıklarının artışı hem farkındalığı hem de gelecek nesiller için ilham verici olmaya devam edecektir.Önemli olan yenilikçi, çözüm odaklı, aktif ve hem kendine hem de etrafına fayda sağlayabiliyor olmaktır. Korkmadan, hedef belirleyerek, bizler bulunduğumuz her sektöre değer katmaya devam edeceğiz. Kadının değeri toplumun temel taşlarından biridir. Kadınlar, güçlü, etkili ve değerli bireylerdir ve sonuç olarak; kadın olmak istediği her yerde olabilir ve kendi hikayesini kendi yazabilir.